ist-B.03:03 » Marmaray Projesi [İnşaat Süreci]

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5556
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 18 Oca Cum, 2013 10:04

irfanmm yazdı:Yangın söndürme sistemi 7.5 büyüklüğündeki depremde çalışacak şekilde tasarlanmıştır.
Bu bugünkü kriterlere veya daha doğrusu, küredeki depremlerin zamanla şiddetlenmiş olmasına uygun mu? Biraz az gibi duruyor.

irfanmm
Aylık Paso
Mesajlar: 53
Kayıt: 08 Kas Prş, 2012 15:25

Mesaj gönderen irfanmm » 18 Oca Cum, 2013 10:49

Elimde sismik ve hidrodinamik konusunda çok uzun makaleler var. Bu makalelerde sistem deprem tasarımının 7.5 Mw momentine göre tasarlandığından bahsediliyor. Ancak haklısınız 99 depremi ile yaşananlardan sonra bu tasarımın çok daha yüksek momentlere göre yapılması lazım idi.

2004 tarihli bu konunun gerçek uzmanlarından birinin açıklamalarını hatırlayalım.
Birinci olarak; burası bir çamur yatağıdır, bataktır, kumdur. Suya doygundur.
Orta şiddette bir depremde, İstanbul’da öngörülen 7-7.5’luk bir şiddetin de altında olan bir depremde, bu tüpler birbirlerinden kopup parçalanır, içine su girer veya batar, yukarıya fırlar veya yan döner. Orta şiddetli bir depremde bu tüp, bir milenyumun faciası olur. Bu uyarılarımızı seslendirdiğimizde, müteahhidin bu riskleri gözönüne aldığını, “Japonların bu işi bildiği” şeklinde kendilerini savunuyorlar.
“Depremde, ‘sıvılaşma’ denen bir fenomen meydana gelir, zemin üstündeki her tür yapıyı atar, iter, döndürür. Adapazarı’nda bunun örneklerini gördük. Koca binaya bir şey olmuyor, hasar görmüyor, ancak zemin sıvılaştığı için olduğu gibi binayı üstünden atıyor.”
Bunun tedbiri şudur; ya o balçık zemin kazınacak, kayaya kadar inilecek ve tüp sağlam zemine oturacak. Veya o zeminin içine çimento enjekte ederek, zemini betonlaştıracaksınız, aksi takdirde zemin depremin yaratacağı titreşimde sıvılaşır. Depremde, ‘sıvılaşma’ denen bir fenomen meydana gelir, sıvılaşma esnasında, zemin üstündeki kaya dahi olsa her tür yapıyı atar, iter, döndürür. Adapazarı’nda bunun örneklerini gördük. Koca bir bina, binaya bir şey olmuyor, hasar görmüyor, ancak zemin sıvılaştığı için olduğu gibi binayı üstünden atıyor. Sağlam olsa da, bina yan yatıyor. Söz konusu zeminin ‘sıvılaşan zemin’ olduğunu kabul ediyoruz diyemiyorlar.
Bürokratların, Demiryolları Limanlar Hava Meydanları Genel Müdürlüğü’nün ve Ulaştırma Bakanlığı’nın ağzı sanki mühürlü. Japon müteahhitlere teslim olmuş vaziyetteler. “Biz bu zemini iyileştiririz” demek, herhalde çürük olduğunu kabul etmek demektir. Ama zeminin çürük olduğunu ve ciddi bir sorun teşkil ettiğini itiraf etmiyorlar. Zemini güçlendirme operasyonunun ise astarı yüzünden pahalıya gelir. Tasavvurların üstünde milyonlarca dolar harcamayı göze almaları lazım.
Boğazın orta noktasında kaya katmanı 105 metreden geçtiği için haliyle bu noktaya inilemiyor.

Sıvılaşma riski olan blgede aşağıdaki çalışma yapılmıştır
Hattın Üsküdar’a yakın bölümünde uzuluğu 470 m, derinliği 4~10 m arasında değişen bir zemin tabakasında sıvılaşma potansiyeli görülmüş ve bu zemin tabakasında Compaction Grouting (CPG) yöntemiyle zemin iyileştirmesi yapılmıştır. Bu bölgede, deniz üzerinde bir platform kullanılarak 2,770 adet CPG kolonu oluşturulmuş ve toplamda 74,500 m3’lük bir zemin tabakası iyileştirilmiştir. CPG kolonlarının oluşturulması için toplam 11,000 m3 hacminde enjeksiyon yapılmıştır. İyileştirme oranı %13.3’tür. İyileştirme uygulanan alan Şekil 16’de verilen boy profilde görülmektedir.
Ancak işin trajikomik tarafı bazı yapılan teknik çalışmalarda (akademik düzeyde) sıvılaşmanın üsküdar tarafında değil sarayburnu açıklarında 125 ve 625. metrelerde olabileceği belirtilmiş.

Daha sonra projeye eklenen deprem erken uyarı sistemi için bir yetkili aşağıdaki açıklamayı yapmıştır.
''Erken uyarı sisteminin altyapısını biz yapacağız. Daha sonra bizim projedeki sistemle rasathane arasında bağlantı kurulacak. Kandilli Rasathanesi'ne gelen titreşim anında sisteme iletilecek. Dolayısıyla rasathanenin göndereceği sinyal ile bu sistem harekete geçmiş olacak. Sinyaller Marmaray Projesi'nin İstanbul'daki sinyal kumanda merkezine gelecek. Kumanda merkezine sinyaller geldiğinde sistemdeki elektronik tedbirler devreye girecek. İstasyonlardaki trenler hareket ettirilmeyecek, bekletilecek. Hareket halinde bir araç varsa yenileri tüpe sokulmadan onlar da sıradaki ilk istasyona gidecek şekilde uyarılacak ve arkasında da sistemin uçlarının bağlı olduğu sel kapakları kapanacak. Yani denize batırılmış tüplerle kara tünellerinin birleştiği yerlerde sel kapakları otomatik olarak kapatacak. Böylece denizdeki tünelle karadaki tünelin birleşim yerindeki geçiş engellenecek.''
Ahmet Arslan, İstanbul'da olabilecek en büyük depremin büyüklüğünün 7,5 olarak öngörüldüğüne dikkati çekerek, ''Marmaray, 7,5 büyüklüğünde bir deprem olsa dahi en ufak bir şey olmayacak şekilde projelendirilmiş durumda. Yine de her türlü senaryoya hazırlıklı olmak adına eğer ola ki bir sızıntı olur bir su alırsa tüpler, bu suların tünellere doğru gitmesini sel kapakları önlemiş olacak'' şeklinde konuştu.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5556
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 18 Oca Cum, 2013 11:36

Üf. Bunlar cidden korkutucu şeyler. Evet, sıvılaşma olayını anlıyorum. Aslında o 105 metreye bir nev’î »viyadük« yapıp, inmeliydi, yani, o kadar derine giden sağlam sütunlarla, tünelin altını taşıyan bir viyadüğü taşıtmak gibi. Bilmiyorum, Japonlar elbette işin uzmanları, ama İstanbul – ki bu bir hakikat – çok nöraljik bir nokta. Kabullenelim, kabullenmeyelim. Allah diyelim, kıtalar diyelim, rasathane diyelim, kumarhane diyelim … kurtarmaz. Ezip, gider. Bunları okuduktan sonra, midemde garip bir his uyandı :-(

irfanmm
Aylık Paso
Mesajlar: 53
Kayıt: 08 Kas Prş, 2012 15:25

Mesaj gönderen irfanmm » 18 Oca Cum, 2013 11:51

Evet Japonların bu konulardaki bilgileri şüphe götürmez, ancak deprem sonrası tsunami ve Fukujima santralinde yaşadıkları sıkıntılar aslında karşımızda nasıl bir gücün olduğunu gözler önüne seriyor. Belkide sistemin faydalarının kabul edilebilir kayıplar göz önüne alındığında baskın çıkması projenin varlığını öne çıkarmıştır. Zira sel kapakları sayesinde deprem esnasında tüpü diğer bölgelerden izole edilerek tüpde sadece o anda genellikle karşılıklı 2 dolu seti risk altına atmış olacak. Bu büyüklükdeki bir depremin yer üstü kayıplarının çok daha büyük olacağı tahmin edilebilir.
Ayrıca Deprem erken uyarı sisteminin japonyadaki hızlı tren ağında ne kadar etkin ve faydalı bir şekilde çalıştığı ortaya konulmuştur. Erken uyarının saniyeler mertebesindede olsa olumlu etki sağlayacağı aşıkar.
Bir sonraki yazımda sel kapaklarına ilişkin detayları vermeye çalışacağım

irfanmm
Aylık Paso
Mesajlar: 53
Kayıt: 08 Kas Prş, 2012 15:25

Mesaj gönderen irfanmm » 18 Oca Cum, 2013 12:28

Su baskını koruması;

Su baskını koruması deniz seviyesinin yükselmesi veya beklenmeyen doğa koşullarının olması haricinde marmarayın yüksek deprem riski içeren bir bölgede olmasından dolayı zorunludur.
Bu yapılar Sirkeci ve üsküdarın kıyı kısımlarındaki sistemlerdir. Sitemin ana unsurları Yükselen giriş bariyerleri, fırtına drenajları, tunel drenajları ve sel kapaklarıdır.

Öncelikli amaç yolcuları ve sistemi olası su baskınlarına karşı minimum etkiye maruz bırakmaktır.
-İstasyon girişlerinde (acil ve asansör girişleri dahil) fırtınalardan ve aşırı yağıştan meydana gelen su girişini engellemek.
-hava koşullarından tunelleri izole etmek.
-tüpte meydana gelecek önemli bir sorunda kıyıya yakın istasyonları korumak

Örneğin kıyıya yakın olan üsküdar istasyonunda girişlerden deniz suyunun bazı etkilerden dolayı yükselmesi durumunda devreye girecek yükselen hidrolik bariyerler mevcuttur.
Ayrıca içeri girecek suyun tahliyesi için çıkurlar ve pompalar efektif olarak sistemi kuru tutmaya çalışacaktır.

Deprem veya terör hareketlerinden dolayı tüpte meydana gelebilecek hasarlardan sistemin etkilenmemesi için sirkeci ve üsküdar istasyonunda hattı izole etmeyi sağlayacak ve tüpün ağzını kapatacak sel kapakları olacaktır.
Sel kapakları hafif ve sertleştıilmiş çelikten oluşup iki hidrolik itici tarafından kapatılacaktır. Bu sistem aynı zamanda sinyalizasyon sayesinde sistemi durduracaktır. Sistemde problem çıkma olasılığına karşı yedek ve el ile kapatılma mümkündür.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18069
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 18 Oca Cum, 2013 14:41

Cepten bir türlü yazamadım ama yazdıklarınızı okudum, bana göre yapılabilecek her şey yapılmış, tamam tünel veya sistem daha büyük bir şiddete dayanıklı yapılabilirdi, belki! Yani niye belki diyorum, Japonlarda göya 9 a dayanır yapıyoruz falan filan ama gerçek mi bu ya? :) Bir de dün ya da önceki gün okudum gazetelerde bu Saros depremi sonrası, bizde ölçüm Richter ama dünyada artık terkedilmiş(miş), yani bu yüzden başka ülkelerin açıkladığı ile bizimki farklı oluyormuş, gerçi yıkıcı deprem yıkıcıdır rakamların bir önemi yok altta kalan için ama yine de belki önemlidir diye yazmak istedim.

Sıvılaşma hadisesi kötü tabii ama 105 metre derinliğe inip tünel geçirmek? Herhalde bir 15 yıl daha beklerdik, iki kıyıdaki istasyonlar içinde herhalde bir 80 metre derinliği göze almak ya da ne bileyim onlardan vazgeçmek gerekirdi, yani bu işe şöyle etraflıca bakınca tutar olmayan yerleri olduğu ortada, ayrıca dediğiniz gibi yapılan açıklama aslında sorunlu zemin olduğunu kabul etmektir ama sadece oradamıdır, yoksa bu bilim insanlarının söylediği gibi denizin ortası ya da Sirkeci kıyısında da varmıdır.

Benim asıl soracağım kapak sistemi ile ilgili aslında. Çok kritik bilgi değilse eğer nasıl çalışıyor, yani nasıl kapanıyor? Tünelde ray var, katener var, kapaklar normalde hangi pozisyonda duruyor da sonra bir tıpa gibi kapatılabiliyor? Su geçişi hiç olmuyor?

Diğer bir sorum, katıldığım o eski gezide Üsküdar'da açıklama yapan arkadaş, tünelde bir sorun olduğunda içeridekilerin sığınabileceği "panik odası" tarzı bir yer bulunduğunu, ama bu alana erişmek için oluşan durum sonrasında yukarıdan bir tüp indirip kapak kısma monte edilmesi gerektiği gibi bir şeyler anlatmıştı, bu sanırım sadece inşaat aşaması için geçerli bir prosedür? Normalde içeride birilerinin kalması durumunda böyle sistem güvenlik prosedürü varmı? :) Biraz kritik sorular olabilir hani cevabı yayınlamak doğru değilse siz bilirsiniz bende genelde önce olumsuz taraflarına baktığım için olayın :)

irfanmm
Aylık Paso
Mesajlar: 53
Kayıt: 08 Kas Prş, 2012 15:25

Mesaj gönderen irfanmm » 18 Oca Cum, 2013 16:08

Benim asıl soracağım kapak sistemi ile ilgili aslında. Çok kritik bilgi değilse eğer nasıl çalışıyor, yani nasıl kapanıyor? Tünelde ray var, katener var, kapaklar normalde hangi pozisyonda duruyor da sonra bir tıpa gibi kapatılabiliyor? Su geçişi hiç olmuyor?
Kapaklar yukarıdan aşağı iniyor. İki itici hidrolik kol sayesinde. Yanlarındaki rulmanlar sayesinde yuvasından aşağı rahatlıkla inebiliyor ayrıca tünelin altında oturacağı yuva var kapağın ineceği bu yuvanın içerisinde zeminde bir mekanizma var aynı zamanda rayın o kısmını aşağı çekiyor. Katenerdede aşağı inene kapağın itmesiyle açılan bir mekanizma var. %100 sızdırmazlık mümkün olmayabilir. Ancak sızma başa çıkılmayacak düzeyde olmayacaktır. Aslına bakarsanız tam olarak barajların savak kapaklarına benziyor.
Diğer bir sorum, katıldığım o eski gezide Üsküdar'da açıklama yapan arkadaş, tünelde bir sorun olduğunda içeridekilerin sığınabileceği "panik odası" tarzı bir yer bulunduğunu, ama bu alana erişmek için oluşan durum sonrasında yukarıdan bir tüp indirip kapak kısma monte edilmesi gerektiği gibi bir şeyler anlatmıştı, bu sanırım sadece inşaat aşaması için geçerli bir prosedür? Normalde içeride birilerinin kalması durumunda böyle sistem güvenlik prosedürü varmı? Biraz kritik sorular olabilir hani cevabı yayınlamak doğru değilse siz bilirsiniz bende genelde önce olumsuz taraflarına baktığım için olayın
1387 metrelik batırma tünelinin 630 metresinde deniz tabanıyla tünel arasında 4metreden az mesafe var bu bölgelerde taban beton enjeksiyonu ile kuvvetlendirilmiş kaya dolgusu var. Kalan kısım yani 4 metreden fazla olan kısımda böyle bir ihtiyaç yok. sadece baturma tüp boyunca tünelin kuzey ve güney cephelerinde tüpe yaklaşık 10 metre mesafelerde gemilerin attığı çapayı release eden beton yapılar var. Zira gemilerin çapa taraması tünelin dış cephesini yırtabilir bu nedenle hem beton bloklar hemde 4 metreden az yerlerde kaya dolgular mevcut. Bundanda anlaşılacağı gibi tüpden herhangi bir kapak vasıtasıyla kaçış mümkün değil. Ancak kapakların hemen önünde yeryüzüne kadar ulaşan kaçış tünelleri var. V şeklindeki tünel yapısını düşünürseniz kapak kapandığında içeridekiler kapak noktalarındaki bu kaçış tünellerinden yüzeye (sirkeci ve üsküdar) çıkabilecekler. tüpün tamamen kırılmayıp ek contalardan su alma durumundan bahsediyoruz elbette.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18069
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 18 Oca Cum, 2013 20:20

irfanmm yazdı:Kapaklar yukarıdan aşağı iniyor. İki itici hidrolik kol sayesinde. Yanlarındaki rulmanlar sayesinde yuvasından aşağı rahatlıkla inebiliyor ayrıca tünelin altında oturacağı yuva var kapağın ineceği bu yuvanın içerisinde zeminde bir mekanizma var aynı zamanda rayın o kısmını aşağı çekiyor. Katenerdede aşağı inene kapağın itmesiyle açılan bir mekanizma var. %100 sızdırmazlık mümkün olmayabilir. Ancak sızma başa çıkılmayacak düzeyde olmayacaktır. Aslına bakarsanız tam olarak barajların savak kapaklarına benziyor.
Kafamda canlandırdığımdan çok farklı değilmiş ama açıkçası ben hayal gücü olarak tanımlayıp gülmüştüm kendime :) daha doğrusu nasıl diyeyim işi de biraz küçümsemişim sanki. Tabii ki %100 sızdırmazlık beklemiyorum ama tarif edilen sistem ciddi bir koruma sağlayacaktır diye düşünüyorum.
irfanmm yazdı:Bundanda anlaşılacağı gibi tüpden herhangi bir kapak vasıtasıyla kaçış mümkün değil. Ancak kapakların hemen önünde yeryüzüne kadar ulaşan kaçış tünelleri var. V şeklindeki tünel yapısını düşünürseniz kapak kapandığında içeridekiler kapak noktalarındaki bu kaçış tünellerinden yüzeye (sirkeci ve üsküdar) çıkabilecekler. tüpün tamamen kırılmayıp ek contalardan su alma durumundan bahsediyoruz elbette.
Okey, zaten benim hatırladığım büyük ihtimal ile tüp inşaatı esnasında meydana gelecek bir durumda kullanılmak üzere düşünülen bir şeydi, diğer türlüsü konusunda haklısınız, tüpün üzeri kayalar ile kapatılacaktı bunu unutmuşum.

Ama şu kadarını söyleyeyim, bunca senedir Marmaray diyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz ama bu kadar tatmin edici bilgiyi ilk defa okudum, benim için çok değerli bilgiler oldu, tekrar teşekkürler.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5556
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 18 Oca Cum, 2013 23:32

Evet, eli, ayağı olan bilgiler. Ayrıca, beni ciddiye alan biri yazmış, senin gibi olmas-bişii dememiş :-)

kenanmar
Serbest Geçiş
Mesajlar: 741
Kayıt: 28 Eyl Çrş, 2011 15:47

Mesaj gönderen kenanmar » 20 Oca Pzr, 2013 19:00

http://www.youtube.com/watch?v=70A8fciv-u8
Marmaray Projesi İstanbul'un geçmişine dair bilinenleri değiştirmeye devam ediyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdür Yardımcısı Rahmi Asal Pendik'te bulunan Temenye Höyüğü'nde yapılan kazıları değerlendirerek, NTV'ye verdiği röportaj'da höyükten neoletik döneme ait taş, kemik ve insan iskeletlerinin çıkarıldığını söyledi. Tarih: 18.12.2012

kemal
Hareket Amiri
Mesajlar: 1585
Kayıt: 24 Eyl Pzt, 2007 09:41

Mesaj gönderen kemal » 21 Oca Pzt, 2013 23:27

Resim

Resim

Bugün Ayrılıkçeşme'den geçerken bunları çektim . İnternet çok ağır , bu iki resmi zorlukla yükleyebildim.
En son kemal tarafından 21 Oca Pzt, 2013 23:30 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18069
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 21 Oca Pzt, 2013 23:29

Ayrılıkçeşme mi Kemal abi? Arkadaki Siyami Ersek hastanesi galiba o yüzden salladım :) ikinci köprüde yerleştirilmiş görünüşe göre, bir de bu Söğütlüçeşme ile bu köprüler arasında çalışma var deniyordu, o konuda bir bilgin varmı Kemal abi?

Kilitli

“Marmaray Projesi [İnşaat Süreci]” sayfasına dön