Özgür benimde kast ettiğim aslında bu idi, günlük kart 7 € yani 14 TL aşağı yukarı, ve muhtemelen kent içi olarak sayılan tüm zonelarda süre ve biniş sınırsız aktarma hakkı ile birlikte, şimdi buna iki taraflı bakabilirsiniz, günde kaç araca bineceğimki derseniz o zaman hesap yapacaksınız, yani sadece işe gidip gelen biri iseniz zaten aylık kart ile çok daha ucuza gidiyorsunuz, sadece bir noktaya gidip geri gelecekseniz tabii ki tek basımlık kart alacaksınız, ama özellikle kısa süreli ziyaretler için kentte bulunan ve birden fazla noktaya gidecek insanlar için senin örneğindeki biletler cazip, bir zamanlar turistler için özel akbil üretilerek satılması üzerine bir şeyler düşünüp bunu dile getirmiştik ama maalesef kabul görmemişti, sebep ise senin tabirin ile Şark Kurnazlığının devreye girmesinden korkulmasıydı, biz maalesef bastırdığımız haritanın kenarına ingilizce "para ile satılamaz" ibaresi yazalım mı diye dahi düşünmek zorundayız.
Bu konuda ben Avusturya için konuşayım, biletsiz gezenin yerlisi yabancısı yok. Mantık basit, yıllık bilet alsam 400 €, biletsiz gezip yılda iki kere yakalansam 140 €

adamlar böyle düşünüyor, yerlisi yabancısı, yani almayan almıyor. Ben işsiz güçsüzken bile aylık biletimi hep aldım, ben işin içinden geldim, biletsiz binemem, kaldıki verdiğim paranın hakkını sonuna kadar aldığıma da inanıyorum. Yani ahlakın pek doğu batı ile alakası yok, günün şartları ile alakalı. Başar' ın verdiği örnek güzel ama sadece yabancılara işliyor, normal şartlarda biletsiz yolculuk etmek herkesin siciline işlenir, polislik bir olaydır yani, ama bir vatandaşa kimse bir şey yapmaz (iflas, para batırma, kredi olayları dışında) ama göçmenseniz vatandaşlık almak istediğinizde sadece bu sebepten ret yiyebiliyorsunuz, örnekleri var.
Konuyu dağıtıyoruz ama bu farklı bir boyut, Başar burada yanılgıya düşme, bu sistemi artık ülkemizde uygulamak imkansız, bu hem yolcu alışkanlıkları, hem nüfus, hem olaya bakış açısı, hemde ister ahlak deyin ister başka bir şey, ben buna VATANDAŞLIK BİLİNCİ diyorum, bunun ile alakalıdır., olmaz. Belki küçük şehirlerde, sistemini yeni kuran şehirlerde olabilir, nüfus az, kontrol kolay. Ama büyükşehirlerde imkansız. İstanbul' u Avrupa' nın küçük nüfuslu kentleri ile bu konuda kıyaslamak yanlış, neden Paris' te aynı olay yok, ya da New York' ta? Nüfus ve kentleşme olarak İstanbul bunlar ile kıyaslanabilir bu konuda, küçük Avrupa kentleri ile değil.
Kafam bayağı dağınık, şimdi bu yazıyı toparlayamayacağım

bir ara baştan sonra tekrar okuyup, FİYATLAR üzerinden bir kıyas yazısı yazarım, asıl konu bu.