ist-M.03:02 » M2 Şişhane-Yenikapı Güney 2.Etap İnş
-
- Seyyah
- Mesajlar: 4319
- Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38
-
- Seyyah
- Mesajlar: 4319
- Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38
"en geç" ne demektir biliyorlarmı acaba?
http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/Pages/Haber ... wsID=17859
Hedefimiz, en geç 2011’de Yenikapı’ya varmak. Bütün bu işlerin tamamlanması için bütçemizde ulaşıma en büyük payı ayırdık. Bu amaçla Büyükşehir Belediyesi olarak bütçemizden 2 milyar 482 milyon TL ayırdık. Bu Büyükşehir yatırım bütçesinin yüzde 62’ine denk geliyor. Konsolide bütçe açısından baktığımızda İETT 648 milyon TL ve şirketler de 142 milyon TL ulaşıma ayırıyor. Böylece 2010 yılında ulaşıma konsolide bütçeden 3 milyar 272 milyon TL ayırmış olacağız. Bu rakam konsolide bütçemizin yüzde 46’sına denk geliyor.”
Hedefimiz, en geç 2011’de Yenikapı’ya varmak. Bütün bu işlerin tamamlanması için bütçemizde ulaşıma en büyük payı ayırdık. Bu amaçla Büyükşehir Belediyesi olarak bütçemizden 2 milyar 482 milyon TL ayırdık. Bu Büyükşehir yatırım bütçesinin yüzde 62’ine denk geliyor. Konsolide bütçe açısından baktığımızda İETT 648 milyon TL ve şirketler de 142 milyon TL ulaşıma ayırıyor. Böylece 2010 yılında ulaşıma konsolide bütçeden 3 milyar 272 milyon TL ayırmış olacağız. Bu rakam konsolide bütçemizin yüzde 46’sına denk geliyor.”
-
- Seyyah
- Mesajlar: 4319
- Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38
-
- Seyyah
- Mesajlar: 4319
- Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38
http://www.wiecon.com.tw/pdf/golden-horn.pdf
Haliç köprüsü üzerindeki metro istasyonunu yakın plana alalım. Köprü üstündeki istasyonda 2'si güney 2'si kuzey olmak üzere 4 adet yürüyen merdiven var. 4'de karşıdan geliş toplam 8 adet yürüyen merdiven peron katından balıkçı katına inişte yardımcı olacak.
Birde istasyonun en güney ve kuzey uçlarında yaya üst geçitleri var.




Haliç köprüsü üzerindeki metro istasyonunu yakın plana alalım. Köprü üstündeki istasyonda 2'si güney 2'si kuzey olmak üzere 4 adet yürüyen merdiven var. 4'de karşıdan geliş toplam 8 adet yürüyen merdiven peron katından balıkçı katına inişte yardımcı olacak.
Birde istasyonun en güney ve kuzey uçlarında yaya üst geçitleri var.




-
- Seyyah
- Mesajlar: 4319
- Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38
bu yakın plan resimelr köprüye ısındırdı beni. güzel bir köprü diye hissediyorum. Süleymaniye'nin siluetini de etkilemiyor. Köprü üstü istasyonda hakim renk en sevdiğim renk olan beyaz. Beyaz sadeliktir, temizliktir, şıklıktır. İstasyonun üstünde yaya üst geçidi iyi düşünülmüş. Alta inişte yürüyen merdivenler.Esat yazdı:Güzel resimler Mehmet, köprünün konumu, yaklaşımı yüksekliği falan bu resimlerde çok daha net anlaşılır oldu bence.
Birde çelik halatları saydım. 2 direkten hem ortaya hemde dışa doğru 9'ar adet var. İç kısımda 18 dış kısımda 18 toplam 36 adet çelik halat var.
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5585
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
-
- Seyyah
- Mesajlar: 4319
- Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38
KİR TUTMAZ, PAS YAPMAZ BİR ÇELİK OLURSA, şöyle parlak yüzeyli, kolay is tutmayan tiplerden, bir şey olmaz. Mavi olsa da iyi olurdu ama renk uyumu olmazdı. Deniz mavi, köprü mavi. Uymaz. Biraz tamamlayıcı renkler olmalı.alabay yazdı:Beyaz rengi orada faydalı mı, değıl mi, göreceğiz ...
Beyaz hemen pislenir, pis yağmurda iz görünür, zaten temizleme filosu mu olacak oraya? Güneş ışını beyazı sarılaştırabilir, vs. Yani, oraya aslında ya mavimsi veya maviye komandite bir renk seçmeliydi.
Ayrıca köprünün rengini konuşabilecek duruma gelmemize seviniyorum.
Son olarak; bu çelik köprü 9 ayda yapılabilir mi? İmalatı bitmiş say sadece montajı yani çelik direklerin denize oturtulması ve üstüne ray hattının oturacağı temel yol yapılabilir mi?
9 ay?
1 sene?
18 ay?
Which one??

-
- Seyyah
- Mesajlar: 4319
- Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38
köprü 16 ayda bitecekmiş. mart 2011 der.
http://pazarvatan.gazetevatan.com/haber ... 4710[quote]
Koruma Kurulu’nun tam 12 yıl sonra onay verdiği köprünün yaratıcısı Mimar Hakan Kıran, “Haliç ve Boğaz üzerinde inşa edilen köprülerin tamamı kütlesel bir yığın gibi duruyor. Haliç’te 16 ayda tamamlanacak köprüde teknoloji ve mimari bir arada. Burası, İstanbul’da ilk kez kablo sisteminin kullanıldığı ve dünyaca ünlü etüt merkezlerinde deprem ve rüzgar deneylerinden geçirilmiş bir köprü olacak” diyor.
Türkiye ve Avrupa’da yaratıcı tasarımlara imza atan mimar Hakan Kıran şu sıralar “Haliç Metro Geçiş Tüneli”ne başlamanın heyecanını yaşıyor. Ünlü mimar, 12 yıldır üzerinde çalıştıkları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından ihalesi İtalyan Astaldi ve Türk Gülermak ortaklığına verilen köprünün mimari açıdan büyük bir yenilik olduğunu söylüyor.
Kıran “Haliç ve Boğaz üzerinde inşa edilen köprülerin tamamı kütlesel bir yığın gibi duruyor. Şimdiye kadar modern teknoloji ile mimarlığın birleşimini Haliç’te kullanamaya cesaret eden olmadı” diyerek 2005 yılında İBB Kurulu’nca onaylanan projenin aynı zamanda bir restorasyon çalışması olduğunu da vurguluyor.
Projesinin 1990 yılında Haliç üzerinden geçecek metro güzergahının belli olmasından bu yana onaylanan tek Haliç Köprüsü projesi olduğunu belirten Hakan Kıran hazırlık aşamasını şöyle anlatıyor:
“Bizim projemizin zemin etüd, mühendislik ve depreme dayanıklılık gibi çalışmalarına yurt içi ve yurt dışından aralarında Prof. Dr. Ergun Toğrol, Dr. Michel Virlogeux, Prof. Dr. Erhan Karaesmen ve Prof. Dr. Erdoğan Uzdiger’in de olduğu çok sayıda uzman katıldı. Proje esnasında viyadükler, Tarihi Yarımada’nın dokusunun ve Ceneviz duvarlarının korunması gibi birçok konu tüm koruma kurullarından destek görerek geçti. Tarihi Yarımada’nın içerisinde Bizans, Ceneviz, Venedik ve Osmanlı mimarisiyle izlerini bırakmış. Sıra bizde. Biz de tarihi dokuyu bozmadık. Sadece 6 ahşap binanın yeri değiştirildi. Yüzyılımıza özgü ve estetik bir eseri kalıcı bırakmak istedik. Bu proje sanat, bilim, tarih ve mimarlığın birleşimini ortaya koyuyor.”
Çok ayaklı köprüler Haliç’in doğal görünümünü bozuyor
Mimar Hakan Kıran köprünün teknik özelliklerini şöyle sıralıyor: “Haliç’teki diğer köprülere bakarsak Galata Köprüsü kütlesel bir demir yığını gibi duruyor. Demirden kuleleri olan ve zemin ve kaya etütleri iyi yapılmadığı için açılıp kapanmada zorlanan bir köprü. Demir ayaklar üzerinde duruyor ancak Haliç’in zemininin kaygan olduğu ve fay hattı üzerinde olduğu unutulmuş. Ayaklı köprü sistemi Haliç üzerinde çok pahalı riskli bir yöntemdir. Unkapanı Köprüsü de dubalar üzerinde durduğu için Haliç’in biyolojik su sirkülasyonunu bile engelleyen ve Haliç’in kendi kendisini temizlemesine engel olan bir yapı. Atatürk geçişi de onlarca metre boyunca sık aralıklarla oturtulmuş ayakları dolayısıyla bir geçit gibi duruyor. Bu yapılara onay verilmiş ve bu yapı tarzı artık bizim anlayışımız olmuş. Bizim projemizdeki köprü çok yenilikçi ancak Mimar Sinan da dönemine göre çok yenilikçi yapılar yaratmıştı. Haliç için en doğrusu; en az ayak üzerine oturtulmuş, köprünün ana gövdesinin ağırlıklarını kablolarla bu ayaklara bağlayarak dengeleme yöntemiyle yapılacak bir köprüydü. Çok ayaklı köprüler Haliç’in doğal görünümünü bozup bir nevi duvar görünümü verir ve denizin görünümünü engeller.
Tarihi Yarımada’nın manzarası 360 derece izlenebilecek
Halıç Metro Geçiş Tüneli’nin iki ayak üzerinde kablo sistemiyle dengelendiğini söyleyen Mimar Kıran, “Deniz zemininden yüksekliği 55 metre, viyadüklerle beraber uzunluğu 960 metre, yaya yolu 3 metre genişliğinde ve tren geçiş yolu 13 metre olan bir köprü yarattık. Bu köprü sayesinde; Haliç’in denizi, Tarihi Yarımada’daki tüm mimari eserler görülüyor. Çelik konstrüksiyon üzerinde kurulan köprünün demir kazıkları yurt dışında yapıldı ve Aralık başında Türkiye’ye gelip inşasına başlanacak. Köprünün ayaklarının ucundaki çelik kılıflı kazıkları Haliç’e sabitlenecek. Yapının tüm rüzgar ve deprem testleri Fransız SYSTRA, ABD’li Hardesty &Hanover, Alman POYRY ve Avusturyalı VCE-WEICON ve FCP firmalarına yaptırıldı” diyor.
Üstü camla kaplı köprüden balık da tutulacak
Hakan Kıran, Küçükpazar ve Azapkapı arasında yer alacak olan Haliç Metro Geçiş Tüneli’nin yapımına 6 ay önce başlandığını belirtiyor. Kıran köprünün Küçük Pazar noktasındaki viyadük üzerinde yer alan bölümünün açılır-kapanır özelliğine dikkat çekiyor: “16 ay sonra 146 milyon Euro’ya mal olan bu proje bitmiş olacak. Üzerinde bir metro durağı yer alacak. Bu köprünün aynı zamanda yaya yürüyüş alanı da olacak. Köprünün yanı kapalı ancak üstleri açık özel bir camla kapatılacak. Bu cam kesinlikle yansıma bile yapmıyor. Haliç denizinin doğal sirkülasyonu da sağlanacağı için balıkçılar daha rahat balık tutabilecekler.”
2010’da iki proje daha hayata geçecek
Seyrantepe’de yapılan Galatasaray Stadyumu’nun hemen yanında yapımına başlanacak inşaat aslında bir kentsel dönüşüm projesi. Projenin inşaa bölgesi eskiden oduncu ve kömürcülerin bulunduğu bir yerken 95 parsellik bir alanda gerçekleştirilecek proje bittiğinde ortaya içinde rezidanslar, ofisler ve bir de otel olan bir kompleks çıkacak. 70 katlı ve 260 metre yüksekliğinde inşa edilecek rezidans kompleks 130 milyon dolara mal olacak ve Şubat-Mart ayında yapımına başlanıp 20 ay içerisinde bitirilecek.
Kadıköy Kuşdili Mahallesi’nde 45 bin metre karelik bir alanda yeni bir meydan oluşturmak üzere gerçekleştirilen bu projede öngörülen alan botanik bitki örtüsüyle kaplanıyor. Kent meydanı olmasının yanı sıra bir yaşam merkezinin de oluşturulduğu proje alanı içerisinde opera, tiyatro, sinema ve raylı sistem istasyonu bulunacak. 100 milyon Euro’ya mal olacak proje Mart-Nisan ayında başlayacak ve 18 ayda bitirilecek.
[/quote]
Koruma Kurulu’nun tam 12 yıl sonra onay verdiği köprünün yaratıcısı Mimar Hakan Kıran, “Haliç ve Boğaz üzerinde inşa edilen köprülerin tamamı kütlesel bir yığın gibi duruyor. Haliç’te 16 ayda tamamlanacak köprüde teknoloji ve mimari bir arada. Burası, İstanbul’da ilk kez kablo sisteminin kullanıldığı ve dünyaca ünlü etüt merkezlerinde deprem ve rüzgar deneylerinden geçirilmiş bir köprü olacak” diyor.
Türkiye ve Avrupa’da yaratıcı tasarımlara imza atan mimar Hakan Kıran şu sıralar “Haliç Metro Geçiş Tüneli”ne başlamanın heyecanını yaşıyor. Ünlü mimar, 12 yıldır üzerinde çalıştıkları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından ihalesi İtalyan Astaldi ve Türk Gülermak ortaklığına verilen köprünün mimari açıdan büyük bir yenilik olduğunu söylüyor.
Kıran “Haliç ve Boğaz üzerinde inşa edilen köprülerin tamamı kütlesel bir yığın gibi duruyor. Şimdiye kadar modern teknoloji ile mimarlığın birleşimini Haliç’te kullanamaya cesaret eden olmadı” diyerek 2005 yılında İBB Kurulu’nca onaylanan projenin aynı zamanda bir restorasyon çalışması olduğunu da vurguluyor.
Projesinin 1990 yılında Haliç üzerinden geçecek metro güzergahının belli olmasından bu yana onaylanan tek Haliç Köprüsü projesi olduğunu belirten Hakan Kıran hazırlık aşamasını şöyle anlatıyor:
“Bizim projemizin zemin etüd, mühendislik ve depreme dayanıklılık gibi çalışmalarına yurt içi ve yurt dışından aralarında Prof. Dr. Ergun Toğrol, Dr. Michel Virlogeux, Prof. Dr. Erhan Karaesmen ve Prof. Dr. Erdoğan Uzdiger’in de olduğu çok sayıda uzman katıldı. Proje esnasında viyadükler, Tarihi Yarımada’nın dokusunun ve Ceneviz duvarlarının korunması gibi birçok konu tüm koruma kurullarından destek görerek geçti. Tarihi Yarımada’nın içerisinde Bizans, Ceneviz, Venedik ve Osmanlı mimarisiyle izlerini bırakmış. Sıra bizde. Biz de tarihi dokuyu bozmadık. Sadece 6 ahşap binanın yeri değiştirildi. Yüzyılımıza özgü ve estetik bir eseri kalıcı bırakmak istedik. Bu proje sanat, bilim, tarih ve mimarlığın birleşimini ortaya koyuyor.”
Çok ayaklı köprüler Haliç’in doğal görünümünü bozuyor
Mimar Hakan Kıran köprünün teknik özelliklerini şöyle sıralıyor: “Haliç’teki diğer köprülere bakarsak Galata Köprüsü kütlesel bir demir yığını gibi duruyor. Demirden kuleleri olan ve zemin ve kaya etütleri iyi yapılmadığı için açılıp kapanmada zorlanan bir köprü. Demir ayaklar üzerinde duruyor ancak Haliç’in zemininin kaygan olduğu ve fay hattı üzerinde olduğu unutulmuş. Ayaklı köprü sistemi Haliç üzerinde çok pahalı riskli bir yöntemdir. Unkapanı Köprüsü de dubalar üzerinde durduğu için Haliç’in biyolojik su sirkülasyonunu bile engelleyen ve Haliç’in kendi kendisini temizlemesine engel olan bir yapı. Atatürk geçişi de onlarca metre boyunca sık aralıklarla oturtulmuş ayakları dolayısıyla bir geçit gibi duruyor. Bu yapılara onay verilmiş ve bu yapı tarzı artık bizim anlayışımız olmuş. Bizim projemizdeki köprü çok yenilikçi ancak Mimar Sinan da dönemine göre çok yenilikçi yapılar yaratmıştı. Haliç için en doğrusu; en az ayak üzerine oturtulmuş, köprünün ana gövdesinin ağırlıklarını kablolarla bu ayaklara bağlayarak dengeleme yöntemiyle yapılacak bir köprüydü. Çok ayaklı köprüler Haliç’in doğal görünümünü bozup bir nevi duvar görünümü verir ve denizin görünümünü engeller.
Tarihi Yarımada’nın manzarası 360 derece izlenebilecek
Halıç Metro Geçiş Tüneli’nin iki ayak üzerinde kablo sistemiyle dengelendiğini söyleyen Mimar Kıran, “Deniz zemininden yüksekliği 55 metre, viyadüklerle beraber uzunluğu 960 metre, yaya yolu 3 metre genişliğinde ve tren geçiş yolu 13 metre olan bir köprü yarattık. Bu köprü sayesinde; Haliç’in denizi, Tarihi Yarımada’daki tüm mimari eserler görülüyor. Çelik konstrüksiyon üzerinde kurulan köprünün demir kazıkları yurt dışında yapıldı ve Aralık başında Türkiye’ye gelip inşasına başlanacak. Köprünün ayaklarının ucundaki çelik kılıflı kazıkları Haliç’e sabitlenecek. Yapının tüm rüzgar ve deprem testleri Fransız SYSTRA, ABD’li Hardesty &Hanover, Alman POYRY ve Avusturyalı VCE-WEICON ve FCP firmalarına yaptırıldı” diyor.
Üstü camla kaplı köprüden balık da tutulacak
Hakan Kıran, Küçükpazar ve Azapkapı arasında yer alacak olan Haliç Metro Geçiş Tüneli’nin yapımına 6 ay önce başlandığını belirtiyor. Kıran köprünün Küçük Pazar noktasındaki viyadük üzerinde yer alan bölümünün açılır-kapanır özelliğine dikkat çekiyor: “16 ay sonra 146 milyon Euro’ya mal olan bu proje bitmiş olacak. Üzerinde bir metro durağı yer alacak. Bu köprünün aynı zamanda yaya yürüyüş alanı da olacak. Köprünün yanı kapalı ancak üstleri açık özel bir camla kapatılacak. Bu cam kesinlikle yansıma bile yapmıyor. Haliç denizinin doğal sirkülasyonu da sağlanacağı için balıkçılar daha rahat balık tutabilecekler.”
2010’da iki proje daha hayata geçecek
Seyrantepe’de yapılan Galatasaray Stadyumu’nun hemen yanında yapımına başlanacak inşaat aslında bir kentsel dönüşüm projesi. Projenin inşaa bölgesi eskiden oduncu ve kömürcülerin bulunduğu bir yerken 95 parsellik bir alanda gerçekleştirilecek proje bittiğinde ortaya içinde rezidanslar, ofisler ve bir de otel olan bir kompleks çıkacak. 70 katlı ve 260 metre yüksekliğinde inşa edilecek rezidans kompleks 130 milyon dolara mal olacak ve Şubat-Mart ayında yapımına başlanıp 20 ay içerisinde bitirilecek.
Kadıköy Kuşdili Mahallesi’nde 45 bin metre karelik bir alanda yeni bir meydan oluşturmak üzere gerçekleştirilen bu projede öngörülen alan botanik bitki örtüsüyle kaplanıyor. Kent meydanı olmasının yanı sıra bir yaşam merkezinin de oluşturulduğu proje alanı içerisinde opera, tiyatro, sinema ve raylı sistem istasyonu bulunacak. 100 milyon Euro’ya mal olacak proje Mart-Nisan ayında başlayacak ve 18 ayda bitirilecek.
[/quote]
-
- Seyyah
- Mesajlar: 4319
- Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38
Çok sağolun beyler. Bu köpüyü ben 10 senedir bekliyorum. İnşaallah yapılacak artık.Esat yazdı:Bu gemi ayaklar için çalışmayı yapacak gemi herhalde, haydi bakalım Mehmet hızlanmış senin köprü
Kemal abinin çektiği resimler;
statükonun mağlubiyetinin resmidir.
istemezükçülüğün yenildiğinin resmidir.
yapturmazuk, ettürmezükçülerin çöküşünün resmidir.
Ülkenin ilerlemesini istemeyenlerin aldığı ağır bir yenilgidir.
Petrole bağımlı olmamamızı isteyen vampirlerin kanlarının bittiğinin resmidir.
Memlekete iyi bir şey yapılmasını engelemeye çalışan uşakların uşaklığının bir anlamının kalmadığının resmidir.
Bu köprü sözmüona aydın geçinenlerin karanlıkta kaldıklarının resmidir.
Bu köprü bir avuç seçkinci, beyaz türk, elitist, yalıdakilerin tüm milleti sömürmesinin artık bittiğinin sembolüdür.
Bu aydınlığın, refahın, kalkınmanın, gelişmenin, milletin kendi kaderini kendi yazmasının resmidir.
"köprü" bu memlekette çok şey anlatır.
Bu vesile ile Erzincan dağlarına "inat köprüyü" diken Süper Vali Yazıcıoğlu'nu da rahmetle anıyorum.
"köprü" sen herşeyimizsin.