11 Kasım 2000 tarihinde Kitzsteinhorn funiküleri her gün olduğu gibi kayakçıları Alp dağlarındaki kayak alanlarına taşımak için çalışıyordu. 1993 yılında araçların modernize edildiği sistem, ray ve çekiş yapısı olarak İstanbul' da ki funiküler sistemler ile aynı mekanik yapıda, fakat sistem çok eski olduğu için çok dar bir tünel içerisinde ilerlemekte. Sabah 09:00 sıralarında başlayan seferde aşağıdan çıkan araç daha tünele girmeden arka vagondaki yolcular makinist kabininden gelen dumanı fark ediyorlar, araçta yaşanan panik anı ile camlara vurarak teleferiklere kendilerini göstermeye çalışanlar ya da cep telefonu ile bir yerlere haber vermek isteyenler aracın tünele girmesi ile bu şanslarını da kayıp ediyorlar. Ve bundan sonrası gerçek bir facia. Araç tünelde bir süre ilerledikten sonra acil frenlerini kilitleyerek duruyor fakat aracın kapıları açılmıyor, vagon içerisindeki insanlar son bir çaba ile camları kırmaya çalışsalarda Pleksiglass malzeme buna izin vermiyor sadece bir camı kayak sopası ile kırmayı başaran 12 kişi tünelden aşağı yürüyerek çıkabiliyorlar, neden sonra öndeki vagonunda kapıları açılarak ön vagondakiler de tahliye merdivenlerinden kaçabiliyorlar. Tünellerde yangın ve çözümleri konusunda eminimki ders kitaplarında yerini almış olan bu hadisede 155 kişi yanarak ve dumandan zehirlenerek hayatını kaybediyorlar.
Evet, yukarıda ki olayı bugün National Geographic kanalında sanırım ismi "Şanssız Saniye" olan bir programda izledim. Olayı yaşayanlar, görevliler ve konunun uzmanları ile yapılan röportajlar ve canlandırmaları izledim açıkçası üzücü ve üzücü olduğu kadar dikkat çekilmesi gereken bir konu olduğunu düşünerek yazmaya karar verdim.
Funiküler uzmanları ve araç uzmanlarının görüşüne göre yangının büyümesine ve bu kadar insanın ölmesine sebep olan pek çok etken vardı. İnsanların kayak ayakkabıları ile yürüyememesinden aracın hatalı tertibatı, tünelin eski olması nedeni ile havalandırma olmaması, yangın söndürme sistemi olmaması ve sistemi işletenlerin hataları ama programda ve haberlerden anladığım kadarı ile bu olayın davasında kimse suçlu bulunamadı. Gazetelerin manşetleri olayın bedelini 155 kişinin ödediği şeklinde.
Uzman görüşüne göre yangının çıkış sebebi, aracın revizyonu esnasında makinistlerin üşümemesi için kullanılan ısıtıcının üzerinden geçirilen hidrolik yağ boruları, bu boruda meydana gelen küçük bir sızıntı kızmış durumdaki tellere akınca ufak bir ateş ile başlayan yangın aracın zemininde ve kablolarda kullanılan yanıcı maddeler nedeni ile hızlı bir şekilde gelişiyor ve aracın emniyet sisteminin acil frenleri kilitlemesi ile de araç hareket ettirilemiyor. Pek çok zincirleme etkenin bir araya geldiği bu durumda yukarıdaki faciaya sebep oluyor. Aşağıya konu ile ilgili bir takım linkler ekleyeceğim, tabii ki hepsi Almanca ama arşiv olarak bulunması gerektiğini düşünüyorum, önümüzdeki günlerde bu konu ile ilgili bir kaç makaleyi de sitede yayınlamaya çalışacağım, çünkü tünellerde yangın ve yangın söndürme sistemleri çok önemli bir konu.
http://www.8ung.at/arthur-warias/feb02_22neu.html
http://www.spiegel.de/panorama/0,1518,102498,00.html
http://www.123recht.net/article.asp?a=8148&ccheck=1
http://de.wikipedia.org/wiki/Brandkatas ... n_Kaprun_2

Sistemde kullanılan araçlar
http://www.fireworld.at/cms/review.php?id=3

