Çok güzel ve makul yazmışınız ikiniz, alkışlarım. İmzamı da atarım.
Marmaray ve metroda komutayla in-bin yaptırılmalı bence. Berlin metrosunda da böyle (idi, hâlâ öyle mi, bilmiyorum, biraz azaldı sanki), tren istasyona geldiğinde bir »selâmlama« olur. Marmaraya göre (biraz adapte ederek) tercüme edeyim:
[tren perona yaklaşıyor ve duruyor]
Üsküdar!
İstasyona girmiş bulunan tren Kazlıçeşmeye gider.
Lûtfen yolcuların trenden inmesini bekleyiniz!
Lûtfen bininiz!
Lûtfen geri durunuz!
<sinyal>
[tren perondan kalkıyor]
Bu metrolarda da yapılmalı.
Aktarma konusunda pozisyonumu biliyorsunuz. Bence bütün sistemi normal bir »Avrupa« sistemine eşlemeli. Normal bir »Asya« sistemi de olur, aynısı çünkü.
Ayrıca, Türkiyede televizyon kanalları kime ait, kim denetliyor? Bir üst kurumun bütün Türkiye genelinde halka ders şeklinde bazı davranışları öğretmesi gerekir. Meselâ nasıl yürünür (sağ, sol), nasıl bakılır (trafik sol, sağ), raylı sistemlere nasıl binilir (indir-bin-sinyal), merivenler nasıl kullanılır, asansör nasıl kullanılır (kamu asansörü bilhassa).
Ek
deprem dersi verilmeli, dün şunları okudum da, tansiyonum biraz düştü. Bir de bizim esat aga bana İstanbula tsunami mi olur len demişti, ben de yutmuştum:
http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/SubSites/De ... eprem.aspx
Bakınız deprem Önlemleri ve Tsunami. Konuyla biraz bağlı bence, ama ek not olsun.