
B. Alabay
Tünel Karaköy istasyonunda gerçekleştirilen törende İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı ve iki çalışan birlikte yaş günü pastasını kesti. Konfetiler ve maytaplar eşliğinde pastayı kesen İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı, Tünel'in istanbul'a mal olmuş marka mekanlardan birisi olduğunu söyledi. 135 yılı bir noktadan bir noktaya kadar getirebilmenin önemli bir konu olduğunu belirten Baraçlı, "Tünel hakikaten tarihi bir mekan. Marka mekanlardan birisi olan Tünel'i yaşatmanın gururu içerisindeyiz. Burada değil diğer noktalarda da marka olma konusunda çalışmalarımız var. " şeklinde konuştu.
TÜNEL'İN TARİHÇESİ
Londra'dan sonra dünyanın en eski ikinci metrosu olan Tünel'in oluşum hikayesi Fransız mühendis Henri Gavand'ın girişimiyle başlıyor. Gavand, dönemin ticaret ve bankacılık merkezi olan Galata ile Pera arasında sürekli mekik dokuyan insanları gözlemler ve Yüksekkaldırım Yokuşu ile Galip Dede Caddesi'ne alternatif bir yol düşünür. Bu iki merkezi birbirine bağlayacak asansör tipinde bir demiryolu projesi için Osmanlı Padişahı Abdülaziz'in huzuruna çıkar, 10 Haziran 1869'da Tünel yapım imtiyazını alır. İşletme süresi 42 yıl olarak belirlenen Tünel, yap-işlet modeliyle inşa edilir.
Tünel yapım çalışmaları 30 Haziran 1871'de başlar. Temmuz 1872'de İngiliz uyruklu "The Metropolitain Railway Of Constantinople From Galata to Pera" adlı şirketin tescili yapılır. 05 Aralık 1874'de yapımı tamamlanan Tünel'de hayvan taşımalı deneme seferlerinin ardından 10 Para yolculuk ücreti karşılığında insan taşımacılığına geçilir. Tünel, 17 Ocak 1875'te yerli ve yabancı muteber davetli topluluğunun katıldığı görkemli bir törenle hizmete alınır.
İlk yapım maliyeti 180 bin Osmanlı Lirası olan Tünel tesislerinin enerjisi 150 beygir gücünde iki buhar makinesiyle sağlanır. Tünel, sefere başladığında iki tarafı açık olan vagonlar elektrik olmadığı için gaz lambalarıyla aydınlatılır. 1910'da elektrikli tramvaylara geçilince şirket, 1911 yılında Osmanlı uyruğuna geçer ve "Dersaadet Mülhakatından Galata ve Beyoğlu Beyninde Tahtel'arz Demiryolu" unvanını alır. Daha sonra devlet tarafından 175 bin Türk Lirası'na satın alınarak 01 Mart 1939'da millileştirilen Tünel, 16 Haziran 1939'da 3645 sayılı yasa ile kurulan İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT) Umum Müdürlüğü'ne devredilir. İkinci dünya savaşında; bazı malzemeleri satın alınamadığı için üç buçuk ay yolcularından ayrı kalan Tünel, Fransız Eletctro Enterprise tarafından 33 Milyon Lira sarfla tamamıyla yenilenerek şimdiki halini alır. 350 beygir gücündeki elektrikli sistemiyle 573 metrelik mesafeyi 90 saniyede aşan Tünel, 16 metre boyunda iki vagonuyla bir seferde 170 kişiyi taşır.
Var olanın da kıymetini bilmediler ki Mehmet. Bilmedikleri gibi o gün o şebekenin ipini çeken kurum bugün o hizmeti verenlerin devamıyız diye hava atıyorMiraç yazdı:keşke 135 sene önce böyle tek hat bir şey yapmaktansa "metro şebekesi" gibi bir ağ bütününün ufak bir adımı atılsa idi. Gerçi tamvay şebekesi vardı ama yeratı da lazım.
http://www.ulasimturkiye.com/viewtopic.php?t=29alabay yazdı:![]()
Ee? Tramvay şebekemiz n'olmuş?
menderesin en büyük hatalarından biri oldu bu. marşal yardımının etkisi ile tramvaylar söküldü. gerçi tek başına menderese yüklemek doğru almaz ama dönemin sembol ismi idi.Esat yazdı:Var olanın da kıymetini bilmediler ki Mehmet. Bilmedikleri gibi o gün o şebekenin ipini çeken kurum bugün o hizmeti verenlerin devamıyız diye hava atıyorMiraç yazdı:keşke 135 sene önce böyle tek hat bir şey yapmaktansa "metro şebekesi" gibi bir ağ bütününün ufak bir adımı atılsa idi. Gerçi tamvay şebekesi vardı ama yeratı da lazım.Tabii ki o zaman küçükte olsa, kısa da olsa bir şeyler yapılsa idi, bugün bazı şeyler çok daha kolay olurdu. Ama az çok okumuşsundur o zaman bu işlerin ne şartlarda yapıldığını, bence Tünel'in yapılabilmiş olması dahi büyük başarı.