ist-M.04:03 » M3 Bakırköy Sahil-Kayaşehir Merkez Metro Hattı
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5558
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Yahu, şu M3 ile M5 de işliyor mu şimdi? Hiç M5 başlığı bulamadım? Aslında M3A, M3B salatası olur sanmıştık ilk başta Bir de, baktığımda, şu M5i bir iki istasyon ötelemekle stadın batısındaki konutlara götürmek daha mantıklı olmaz mıydı? Sırf haritaya bakarak soruyorum.
Neden şu M5 M3 değil ama M1B Mx değil? Veya Seyrantepe vs? Yani, neden bir salataya sirke, ötekisine limon? Ayrı ayrı masalarda mı karar verildi?
Hoppaa İUAŞ iki kola da M3 diyor? M3A ve M3B de değil, M5 de değil. İnsan üşütür valla.
Neden şu M5 M3 değil ama M1B Mx değil? Veya Seyrantepe vs? Yani, neden bir salataya sirke, ötekisine limon? Ayrı ayrı masalarda mı karar verildi?
Hoppaa İUAŞ iki kola da M3 diyor? M3A ve M3B de değil, M5 de değil. İnsan üşütür valla.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18078
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
orasini kurcalama, birde yorumlarini hangi haritaya gore yaptigini yaz milletin kafayi karistirma benim harita ile iuas haritasi farkli.alabay yazdı:Yahu, şu M3 ile M5 de işliyor mu şimdi? Hiç M5 başlığı bulamadım? Aslında M3A, M3B salatası olur sanmıştık ilk başta Bir de, baktığımda, şu M5i bir iki istasyon ötelemekle stadın batısındaki konutlara götürmek daha mantıklı olmaz mıydı? Sırf haritaya bakarak soruyorum.
Neden şu M5 M3 değil ama M1B Mx değil? Veya Seyrantepe vs? Yani, neden bir salataya sirke, ötekisine limon? Ayrı ayrı masalarda mı karar verildi?
Hoppaa İUAŞ iki kola da M3 diyor? M3A ve M3B de değil, M5 de değil. İnsan üşütür valla.
-
- Sezonluk Yolcu
- Mesajlar: 153
- Kayıt: 09 Ağu Pzr, 2009 07:28
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18078
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Aslinda Istanbul' un pek cok noktasinda sanilanin aksine tramvay hatlari insa edilebilecegine inananlardanim fakat düstur "her yere metro" olunca konusacak cok fazla bir sey kalmiyorsenturk90 yazdı:Bence sadece o konutlara götürmek yetmez. Konutlara gittikten sonra güneye inip Esenyurt - Beylikdüzüne kadar gitmeli. Haritaya bakıyorum da Esenyurt Beylikdüzü taraflarına 40-50 km 6-7 hatta sahip bir tramvay sistemi bile kurulur. O derece
Hangisi hosuna gittiyse onu sec, ben olsam iyi kotu bir mantigi olani secerdim.alabay yazdı:Nasıl milletin kafasını karıştırmayayım, kendi kafam karıştı bunlarla. İşte haritalar(ınız) farklı. Viç vanz dı ofışl şindik?
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5558
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
*** Şimdilik şuraya ekliyorum, belki kendisine has bir başlık altına çekebiliriz sonradan. Ama son yakınmalarıma bir ek olarak yazdım. ***
Canım sıkılıyor ve yapmam gereken işleri yapmıyorum ama demin çok tesadüfî bir şey oldu, şu kısa metni yazayım dedim.
Hep öyle zırt pırt »ağ, ağ« falan diye tutturan benim. Ve sandığımdan da Alman kafaymışım be, kendim bile bilmiyordum bunu. Hani yazmıştım ya, İstanbuldaki ağı, tüm ağları yapacak, yaptıracak yiğit yok diye, numaralandırmalara kızıyorum, hatlandırmalara kızıyorum, biletlendirmelere kızıyorum, aktarma tiyatrosuna kızıyorum, iş daha Geziye, Köprüye ve En böğğürk Kanal de Lükse varmadan, tepem çoktan atmış oluyor. Sonra aydınlanma, ampul, sigorta-kontak dalaşmalarına giriyoruz. Ama! Meğerse, ta bizim buradaki Freiburg Üniversitesinde (bile) bu konuların bir enstitüsü varmış. Cidden. Bunu bilmiyordum, yani şaka beklenmedik ciddîyete kavuştu.
Şimdi Almancada Verkehr diye bir lâf vardır. Şuradan girelim konuya. Verkehr trafik demek. Ama, ve işte bu çok ilginç, sadece trafik demek değil. Ayrıca irtibat, ilişki, bağ (!) da demek. Cinsî ilişkiden mektup ilişkisine kadar, irtibat, ilişki konularında bir »trafik« sirkülasyonu söz konusu olur. Yani, daha sosyoloji demeden, sosyolojik bir boyuta varıyoruz, filoloji sayesinde.
Evet, burada bir enstitü varmış: Institut für Verkehrswissenschaft und Regionalpolitik. Trafik/ilişki bilimi ve bölgesel politika enstitüsü.
http://portal.uni-freiburg.de/vw
Resme bakın, haha. Resimdeki anahtar sözcükler de: telekomünikasyon, internet, elektrik, havacılık, demiryolları ve toplu taşım. Artı ağ ekonomisi (!), rekabet siyaseti (!), düzenleme/regülasyon ve sanayi ekonomisi. Yani neler bir bilimin altındaymış. Hatırlayın, posta kodu medeniyetsizliğimiz, adres yazma acizliğimiz vesaire gibilerinden senelerdir dırdırlayıp, Esatımızı amelle kabız ediyorum. Meğerse, kafama şu denklem çoktan işlemiş de, farkında değilmişim: ilişkiağirtibattoplum. Evet, bundan onsekiz sene evvel ben de çılgınlık yapıp, bir ara işletmecilik ile ekonomi okumaya başlamıştım, ama çok ağır bir şekilde matematiksel yaklaşımından dolayı hoşuma gitmemişti, bırakıp, başka dalların uzmanı oldum. Ama yine de o zaman beni az biraz (çok az ama) yontmuş.
Merak edip, araştırma alanlarına baktım.
http://portal.uni-freiburg.de/vw/forschung
Ve de ne görüyorum? Tren işletmesi, enerji, internet, havacılık, toplu taşım, telekomünikasyon ve su önde olan alanlar. Yani tesisat konuları. Ağ, irtibat, ilişki, iletişim, ekonomi, işletme, vesaire vız vız.
Ne ilginçmiş. Esat arada sırada Viyanadan son tramvay kazası haberlerini giriyor, ben buralardan pek fazla haber vermiyorum, çünkü a) vaktim biraz kıt ve b) nasıl anlatayım diye düşünüyorum hep. Ama şöyle bir durum var. Freiburg tezek kadar bir kent, çeyrek milyoncuk nüfusu var. Ama metropol alanı olarak iş tabiîki değişiyor, ama ne kadarına, bir milyon mu, üç milyon mu, bilmiyorum, bakmak da istemiyorum. Burası dağ, tepe, ova, orman ve nehir bölgesi (Ren var, Tuna kaynağı biraz ötede). 1930da (!) acaip güzel bir tramvay şebekesi içeren Freiburg savaşta öylesine bombalanmıştı ki, o tramvay şebekesinden pek fazla bir şey kalmamıştı. Ta 1980lerde yapılan uzun yeni HRS kesimleriyle bile o elli sene evvelki kilometrajına zor ulaşıyor(du). Son zamanlarda ben 25 sene evvel buralara taşındım öz kent nüfusu kırkbin artış gösterdi. Yavaş yavaş, ve birden de hiç de öyle yavaş olmayan bir şekilde, tramvay ağı büyütülüyor, yeni ikâmetgâhlar oluşuyor, yeni semtler, sanayiler, vesaire. Ve bilhassa bu Güneybatı kafasına hiç ama hiç yakışmayan, 3. Köprü ve Gezi tarzı acaip plânlar da oluyor. Yani, bir tanesi oldu. Üniversitenin önünde Eski Sinagog Meydanı denen yer, bugün büyük bir çimen alanı, granitle kaplanıp, su oyunlarıyla bir gezi alanı olacak. Asıl nedeni, oradan yeni bir tramvay trası geçecek. Ama asıl asıl nedeni, orada ağaçların altında dinlenen ve üniversiteyi rahatsız eden ayyaşlar kovulacak. Halbuki, Freiburg Antalya gibi bir yer, Almanyanın en sıcak kenti. Yazın genelde real 40 derece ve üstü olur. Bir meteoroloji bilim adamı ekibi hesaplamıştı ki, hissedilen derece sayısı, ağaçsız bir kesimde güneş altında ta 80 dereceye kadar çıkabilir. Yani, tamamen çölleşme. Tehlikeli bir durum. Ona göre de öyle kavgalar sürüyor. Bakalım, sonu ne olacak. Sanırım, ahmaklık izinden biraz sapacaklar, çünkü İstanbulu bilemem, ama son on onbeş senede burada (!) klimatik açıdan ciddî (!) değişiklikler yaşanmaya başlandı. Acaip sıcaklar, acaip soğuklar, acaip seller ve kasırga, hortum falan gibi, hiçbir zaman olmayan ve tanınmayan olaylar birden kapıyı çaldılar. Bu açıdan bir meydanın bile granitle kaplanması mikroklimayı fena zedeleyebileceğini en ahmaklar bile anlayıp, kabulleniyor.
Neden bu kadar lâf ve söz? Efendim, ekonomik açıdan bu yeni hattın, hat ismi fuar ve Rotteck-Ringi hattı, maliyeti biraz patladı da, gazetelere yansıdı bu. Ve işte bugün kentin üniversitesinde, bu konularla direk ilgilenen bir bilim dalının ve enstitüsünün var olduğunu öğrendim. Ne hoş, ve ne komik.
Konuyla ilgili kaynaklar, bazılerimiz Almanca okuyabiliyor, bir iki resim de var:
http://www.badische-zeitung.de/freiburg ... 73920.html
http://www.badische-zeitung.de/freiburg ... 80414.html
Yanısıra, Freiburgun gelecek tramvay tipi CAF Urbos 100 olacakmış. Onu da bir yazmış olayım
Canım sıkılıyor ve yapmam gereken işleri yapmıyorum ama demin çok tesadüfî bir şey oldu, şu kısa metni yazayım dedim.
Hep öyle zırt pırt »ağ, ağ« falan diye tutturan benim. Ve sandığımdan da Alman kafaymışım be, kendim bile bilmiyordum bunu. Hani yazmıştım ya, İstanbuldaki ağı, tüm ağları yapacak, yaptıracak yiğit yok diye, numaralandırmalara kızıyorum, hatlandırmalara kızıyorum, biletlendirmelere kızıyorum, aktarma tiyatrosuna kızıyorum, iş daha Geziye, Köprüye ve En böğğürk Kanal de Lükse varmadan, tepem çoktan atmış oluyor. Sonra aydınlanma, ampul, sigorta-kontak dalaşmalarına giriyoruz. Ama! Meğerse, ta bizim buradaki Freiburg Üniversitesinde (bile) bu konuların bir enstitüsü varmış. Cidden. Bunu bilmiyordum, yani şaka beklenmedik ciddîyete kavuştu.
Şimdi Almancada Verkehr diye bir lâf vardır. Şuradan girelim konuya. Verkehr trafik demek. Ama, ve işte bu çok ilginç, sadece trafik demek değil. Ayrıca irtibat, ilişki, bağ (!) da demek. Cinsî ilişkiden mektup ilişkisine kadar, irtibat, ilişki konularında bir »trafik« sirkülasyonu söz konusu olur. Yani, daha sosyoloji demeden, sosyolojik bir boyuta varıyoruz, filoloji sayesinde.
Evet, burada bir enstitü varmış: Institut für Verkehrswissenschaft und Regionalpolitik. Trafik/ilişki bilimi ve bölgesel politika enstitüsü.
http://portal.uni-freiburg.de/vw
Resme bakın, haha. Resimdeki anahtar sözcükler de: telekomünikasyon, internet, elektrik, havacılık, demiryolları ve toplu taşım. Artı ağ ekonomisi (!), rekabet siyaseti (!), düzenleme/regülasyon ve sanayi ekonomisi. Yani neler bir bilimin altındaymış. Hatırlayın, posta kodu medeniyetsizliğimiz, adres yazma acizliğimiz vesaire gibilerinden senelerdir dırdırlayıp, Esatımızı amelle kabız ediyorum. Meğerse, kafama şu denklem çoktan işlemiş de, farkında değilmişim: ilişkiağirtibattoplum. Evet, bundan onsekiz sene evvel ben de çılgınlık yapıp, bir ara işletmecilik ile ekonomi okumaya başlamıştım, ama çok ağır bir şekilde matematiksel yaklaşımından dolayı hoşuma gitmemişti, bırakıp, başka dalların uzmanı oldum. Ama yine de o zaman beni az biraz (çok az ama) yontmuş.
Merak edip, araştırma alanlarına baktım.
http://portal.uni-freiburg.de/vw/forschung
Ve de ne görüyorum? Tren işletmesi, enerji, internet, havacılık, toplu taşım, telekomünikasyon ve su önde olan alanlar. Yani tesisat konuları. Ağ, irtibat, ilişki, iletişim, ekonomi, işletme, vesaire vız vız.
Ne ilginçmiş. Esat arada sırada Viyanadan son tramvay kazası haberlerini giriyor, ben buralardan pek fazla haber vermiyorum, çünkü a) vaktim biraz kıt ve b) nasıl anlatayım diye düşünüyorum hep. Ama şöyle bir durum var. Freiburg tezek kadar bir kent, çeyrek milyoncuk nüfusu var. Ama metropol alanı olarak iş tabiîki değişiyor, ama ne kadarına, bir milyon mu, üç milyon mu, bilmiyorum, bakmak da istemiyorum. Burası dağ, tepe, ova, orman ve nehir bölgesi (Ren var, Tuna kaynağı biraz ötede). 1930da (!) acaip güzel bir tramvay şebekesi içeren Freiburg savaşta öylesine bombalanmıştı ki, o tramvay şebekesinden pek fazla bir şey kalmamıştı. Ta 1980lerde yapılan uzun yeni HRS kesimleriyle bile o elli sene evvelki kilometrajına zor ulaşıyor(du). Son zamanlarda ben 25 sene evvel buralara taşındım öz kent nüfusu kırkbin artış gösterdi. Yavaş yavaş, ve birden de hiç de öyle yavaş olmayan bir şekilde, tramvay ağı büyütülüyor, yeni ikâmetgâhlar oluşuyor, yeni semtler, sanayiler, vesaire. Ve bilhassa bu Güneybatı kafasına hiç ama hiç yakışmayan, 3. Köprü ve Gezi tarzı acaip plânlar da oluyor. Yani, bir tanesi oldu. Üniversitenin önünde Eski Sinagog Meydanı denen yer, bugün büyük bir çimen alanı, granitle kaplanıp, su oyunlarıyla bir gezi alanı olacak. Asıl nedeni, oradan yeni bir tramvay trası geçecek. Ama asıl asıl nedeni, orada ağaçların altında dinlenen ve üniversiteyi rahatsız eden ayyaşlar kovulacak. Halbuki, Freiburg Antalya gibi bir yer, Almanyanın en sıcak kenti. Yazın genelde real 40 derece ve üstü olur. Bir meteoroloji bilim adamı ekibi hesaplamıştı ki, hissedilen derece sayısı, ağaçsız bir kesimde güneş altında ta 80 dereceye kadar çıkabilir. Yani, tamamen çölleşme. Tehlikeli bir durum. Ona göre de öyle kavgalar sürüyor. Bakalım, sonu ne olacak. Sanırım, ahmaklık izinden biraz sapacaklar, çünkü İstanbulu bilemem, ama son on onbeş senede burada (!) klimatik açıdan ciddî (!) değişiklikler yaşanmaya başlandı. Acaip sıcaklar, acaip soğuklar, acaip seller ve kasırga, hortum falan gibi, hiçbir zaman olmayan ve tanınmayan olaylar birden kapıyı çaldılar. Bu açıdan bir meydanın bile granitle kaplanması mikroklimayı fena zedeleyebileceğini en ahmaklar bile anlayıp, kabulleniyor.
Neden bu kadar lâf ve söz? Efendim, ekonomik açıdan bu yeni hattın, hat ismi fuar ve Rotteck-Ringi hattı, maliyeti biraz patladı da, gazetelere yansıdı bu. Ve işte bugün kentin üniversitesinde, bu konularla direk ilgilenen bir bilim dalının ve enstitüsünün var olduğunu öğrendim. Ne hoş, ve ne komik.
Konuyla ilgili kaynaklar, bazılerimiz Almanca okuyabiliyor, bir iki resim de var:
http://www.badische-zeitung.de/freiburg ... 73920.html
http://www.badische-zeitung.de/freiburg ... 80414.html
Yanısıra, Freiburgun gelecek tramvay tipi CAF Urbos 100 olacakmış. Onu da bir yazmış olayım
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18078
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Başar çok uzatmışsın ya, aç bir başlık kendi kendine yaz ne istiyon le bizden?
Diğer taraftan bir iki konuya değineyim, öncelikle aktarma da para ödemek konusu, misal funikülerde bunu gereksiz buluyorum ama böyle iki ayrı metro hattı arasında anlamsız bulmuyorum. İkisi aynı bina içerisinde diyorsak o zaman Yenikapı' da M1, M2 ve Marmaray arasında da geçiş ücretsiz olmalı, aslında tek bir bina değil ama bir kompleks, yani bence aynı beton yığını içinde yer alan iki istasyonda iki ayrı ücret ödenebilir, kentin toplu ulaşım ücretlendirme sistemi bunu gerektiriyor. Bir diğer yöntem, yani ayak alışsın yöntemi olarak tam ücret ama aktarma alınmadan yapılabilirdi ama bu alışkanlık getirir, yarın aktarma ücreti alınca "ohoohohohoohobareyy" denir, bu denmesin diye baştan aktarma ücretli başlatmak en doğrusu, ben işletmeci olsam böyle yapardım.
İkinci olarak M3-M5 falan filan o iş karışık, niye karışık ben haritamda mümkün olduğunca Metro Hatları Numaralandırma Sistemi konumuza sadık kalarak devam ettim, çünkü iyi kötü bir mantık barındırıyor. İUAŞ ise biraz farklı gidiyor, bu konuda yorum yapmak istemiyorum kendilerine göre tabii ki bir düşünceleri var ama ben yanlış buluyorum ve tabii ki ekliyorum benim doğrum başkalarının hele ki kurumların doğrusu değildir olmak zorunda da değildir. Bunu niye yazdım, Başar senin aradığın başlık şurada ist-M.03:11 » (Havalimanı) G.Sanayi-Olimpiyat Stadı 1.Etap İnşaatı gördüğün gibi o zamanlar 11 numarayı vermişiz sanırım ring hattı olup sonra uzayacak olması gibi bir şeyden yola çıkmış olabiliriz. Neyse, ben M5 olarak haritada gösteriyorum, o başlığın linkini de düzelteceğim ama şöyle bir sorun var Üsküdar-Çekmeköy hattına halihazırda verilmiş resmi numara M5 bu bizde M6, bir diğer husus Olimpiyat kolu uzatması Ataköy' e gidecek şekilde projelendiriliyor, fakat daha önce yazdığımı hatırlıyorum ki burada işletme Olimpiyat-Kirazlı' ya da izin verecek şekilde, yani makas yapısı buna uygun elimde hat şeması var yayınladım mı bilmiyorum ama yayınlamadı isem vermem doğru olurmu tereddütlüyüm şu anda. Yani böyle karışık kuruşuk bir iş, inşallah bir takım şeyleri daha doğru hale getiririm, biraz daha resmi ve net bilgiler ile bunu yapmak mümkün.
Diğer taraftan bir iki konuya değineyim, öncelikle aktarma da para ödemek konusu, misal funikülerde bunu gereksiz buluyorum ama böyle iki ayrı metro hattı arasında anlamsız bulmuyorum. İkisi aynı bina içerisinde diyorsak o zaman Yenikapı' da M1, M2 ve Marmaray arasında da geçiş ücretsiz olmalı, aslında tek bir bina değil ama bir kompleks, yani bence aynı beton yığını içinde yer alan iki istasyonda iki ayrı ücret ödenebilir, kentin toplu ulaşım ücretlendirme sistemi bunu gerektiriyor. Bir diğer yöntem, yani ayak alışsın yöntemi olarak tam ücret ama aktarma alınmadan yapılabilirdi ama bu alışkanlık getirir, yarın aktarma ücreti alınca "ohoohohohoohobareyy" denir, bu denmesin diye baştan aktarma ücretli başlatmak en doğrusu, ben işletmeci olsam böyle yapardım.
İkinci olarak M3-M5 falan filan o iş karışık, niye karışık ben haritamda mümkün olduğunca Metro Hatları Numaralandırma Sistemi konumuza sadık kalarak devam ettim, çünkü iyi kötü bir mantık barındırıyor. İUAŞ ise biraz farklı gidiyor, bu konuda yorum yapmak istemiyorum kendilerine göre tabii ki bir düşünceleri var ama ben yanlış buluyorum ve tabii ki ekliyorum benim doğrum başkalarının hele ki kurumların doğrusu değildir olmak zorunda da değildir. Bunu niye yazdım, Başar senin aradığın başlık şurada ist-M.03:11 » (Havalimanı) G.Sanayi-Olimpiyat Stadı 1.Etap İnşaatı gördüğün gibi o zamanlar 11 numarayı vermişiz sanırım ring hattı olup sonra uzayacak olması gibi bir şeyden yola çıkmış olabiliriz. Neyse, ben M5 olarak haritada gösteriyorum, o başlığın linkini de düzelteceğim ama şöyle bir sorun var Üsküdar-Çekmeköy hattına halihazırda verilmiş resmi numara M5 bu bizde M6, bir diğer husus Olimpiyat kolu uzatması Ataköy' e gidecek şekilde projelendiriliyor, fakat daha önce yazdığımı hatırlıyorum ki burada işletme Olimpiyat-Kirazlı' ya da izin verecek şekilde, yani makas yapısı buna uygun elimde hat şeması var yayınladım mı bilmiyorum ama yayınlamadı isem vermem doğru olurmu tereddütlüyüm şu anda. Yani böyle karışık kuruşuk bir iş, inşallah bir takım şeyleri daha doğru hale getiririm, biraz daha resmi ve net bilgiler ile bunu yapmak mümkün.
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5558
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Vay vay vay, o başlığı hiç hatırlamıyorum, ne acaip şeyler düşünmüş, yazmışız be. Maşaallah.
Ama burada yazdığım o uzun »tez« belki bir gün bir iki kafayı kurcalar. Ayrıca sen neden buradan alışık olduğun aktarma, bilet ve ücretlendirme sistemini tutmuyorsun, anlamıyorum. Ama vardır bir illüminatik sebebin.
Ama burada yazdığım o uzun »tez« belki bir gün bir iki kafayı kurcalar. Ayrıca sen neden buradan alışık olduğun aktarma, bilet ve ücretlendirme sistemini tutmuyorsun, anlamıyorum. Ama vardır bir illüminatik sebebin.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18078
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Birincisi senin çokça dile getirdiğin sosyolojik ve psikolojik etkenler, İETT kontrolör sistemi ile turnikesiz yani her kapıdan binilen sisteme geçmeyi hedeflediğini, geçeceğini falan açıkladı, bunu yazmıştık bir yerlerde, bekleyip görelim, işe yarayacak mı yoksa çuvallayacak mı? Ben karşı çıkınca bazı zevatül zerzevat bizi hemen evropa hayranı türkiye düşmanı diye damgalıyor, benim karşı çıkma noktam ne? İstanbul 15 milyon insan ve bulunduğu metrekare cücük kadar, yok berlinmiş yok bilmemnereymiş, geçelim bunları, bunlar bildiğin kasaba. İstanbul gibi bir kentte hangi kontrolör ile kimi kontrol edeceksin? Ha, inanın bana 15 milyonluk İstanbul'da metroda kendimi 2 milyonluk Viyana'dan daha fazla güvende hissediyorum ama burada gün aşırı ya kontrolör ya da şoför dövülür hale geldi ise İstanbul nasıl başa çıkacak, umarım başarılır. Ve bu başarılırsa o zaman buyrun metro da da turnikesiz sistem yapın, aktarmalar bedava olsun falan filan. İşin temelini tutturalım önce, tutarlı bir ücretlendirme politikası olsun falan filan. Ayrıca ne gerek var? Hizmet veriyorum karşılığında mevcut sisteme göre hat başına ücret alıyorum, niye iki ayrı metro hattında tek ücret olsun ki? Ha, sistemi baştan kurgulayın aktarma yapısını değiştirin, saatlik ya da bölgelik ulaşım mantığını oturtun o zaman olsun, karşı değilim.alabay yazdı:Ayrıca sen neden buradan alışık olduğun aktarma, bilet ve ücretlendirme sistemini tutmuyorsun, anlamıyorum. Ama vardır bir illüminatik sebebin.
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5558
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
İki farklı konu. Ben turnike ve kontrolleri demiyorum, bilet ve ücret sistemini diyorum. Berlinde de sadece tek kapıdan binebilirsin otobüse. Önemli olan, bastığın biletin ne zaman içinde neyi kapsadığı. Artık kapıdan mı binersin, egzosttan mı, önemli değil. Ayrıca
Berlin metropol alanı yaklaşık 5 milyon. Ruhrgebiet alanı 11 milyon. Paris metropol alanı 12 milyon. Londra metropol alanı 8 milyon. Bunlar kasaba değil. Burada nüfus dediğin gecekondu nüfusu değil, sayılmış ve toplu taşımla özel araçlarını kullanan halk. Gecekonduları da katarsan, nufüs sayıları daha da büyür. Ve sosyolojik farklardan bıktım artık. Altaydan gelmişiz. Balkanda yaşamışız. Anadolu-Trakyada şimdi Afrikalı veya Arap mı olacağız yahu?!
-
- Serbest Geçiş
- Mesajlar: 741
- Kayıt: 28 Eyl Çrş, 2011 15:47
Bu metroda Kirazlı'da ekstra ücretle aktarma yapıldığı için ve dahası haberlerden öğrendiğim kadarıyla İBB metroları cazip kılmak adına yeni bir aktarma düzenlemesi üstünde düşündüğünden kendi önerimi yazmak istedim.
Şöyle ki tüm metro hatları kapalı devre bir bütün kabul edilir ilk binişte sabit bir ücret 0.75TL veya 1TL alınır sonrasında her istasyon başına 3 veya 4 kuruş alınır.
Örneğin; Metrobüs yolunun altına metro yapıldığını farzedelim. Yolcu Maltepe'den Marmaray'a binsin ve Maslak'a gitsin. Yolcu şu anda daha az para ödemek için Yenikapı'ya gidip oradan aktarma yapacak. Ama tüm raylı sistemleri bir bütün kabul edip en kısa mesafeye göre tarif ettiğim şekilde ücretlendirirsek yolcu Söğütlüçeşme'de inip Zincirlikuyu'dan Maslak yönüne devam edip aradaki istasyonların ekstra ücretini ödeyecek.
Tüm bunları sağlamak adına yolcular hem binerken hem de indikten sonra turnikede geçerken kartlarını okutmak zorunda olurlar. Kartını okutamayan da çıkamamış olur. Sıkıntı olacağını düşünmüyorum.
Şöyle ki tüm metro hatları kapalı devre bir bütün kabul edilir ilk binişte sabit bir ücret 0.75TL veya 1TL alınır sonrasında her istasyon başına 3 veya 4 kuruş alınır.
Örneğin; Metrobüs yolunun altına metro yapıldığını farzedelim. Yolcu Maltepe'den Marmaray'a binsin ve Maslak'a gitsin. Yolcu şu anda daha az para ödemek için Yenikapı'ya gidip oradan aktarma yapacak. Ama tüm raylı sistemleri bir bütün kabul edip en kısa mesafeye göre tarif ettiğim şekilde ücretlendirirsek yolcu Söğütlüçeşme'de inip Zincirlikuyu'dan Maslak yönüne devam edip aradaki istasyonların ekstra ücretini ödeyecek.
Tüm bunları sağlamak adına yolcular hem binerken hem de indikten sonra turnikede geçerken kartlarını okutmak zorunda olurlar. Kartını okutamayan da çıkamamış olur. Sıkıntı olacağını düşünmüyorum.
-
- Kadrolu Personel
- Mesajlar: 1434
- Kayıt: 29 Oca Sal, 2008 15:44
Siz daha iyi bilirsiniz ama metro hatlarını kendi içerisinde de tasnif etmek gerekmek mi? Yani bir takım hatlar ana akstır, diğerleri onlara göre ikincil hatlardır.
Bildiğim bölgeden söyleyeceğim; Marmaray, M4 ve Üsküdar-Çekmeköy ana akstır ama yapılırsa Pendik-Kurtköy, Bostancı-Dudullu, Maltepe-Başıbüyük tali hatlardır.
Şimdi buradan yola çıkarak ana metro hatlarından tali metro hatlarına geçiş indirimli, tali metro hatlarından ana metro hatlarına geçiş indirimli. Ana metro hatlarından ana metro hatlarına geçiş tam ücretli.
Tüm metro hatlarından otobüslere geçiş ücretsiz.
Otobüslerden tüm metrolara geçiş indirimli...
Gibi bir mantık olmalı...
Bildiğim bölgeden söyleyeceğim; Marmaray, M4 ve Üsküdar-Çekmeköy ana akstır ama yapılırsa Pendik-Kurtköy, Bostancı-Dudullu, Maltepe-Başıbüyük tali hatlardır.
Şimdi buradan yola çıkarak ana metro hatlarından tali metro hatlarına geçiş indirimli, tali metro hatlarından ana metro hatlarına geçiş indirimli. Ana metro hatlarından ana metro hatlarına geçiş tam ücretli.
Tüm metro hatlarından otobüslere geçiş ücretsiz.
Otobüslerden tüm metrolara geçiş indirimli...
Gibi bir mantık olmalı...