Gönderilme zamanı: 20 Ara Sal, 2011 02:24
abi çok kötü önyargılısın yav. yeni bir bilgiy eulaştım. araştırıyorum. revize işler var. biraz ümitvar ol yahu.
Ulaşım Hakkında Her Şey ...
http://www.ulasimturkiye.com/
kızma be, şaka dedim ya tamam valla merakla bekliyorum, yanlız şunu belirteyim. Gar konusu ciddi, yani bu tünelle, cartla curtla olacak iş değil. Bunun farkına varın lütfen, ülkenin kentin geleceği inşa ediliyorsa gelecek inşa edilsin, yarın için değil. Bu konuda yapılacağı söylenen şeyler saçma sapan işler.Mehmet Kasım yazdı:abi çok kötü önyargılısın yav. yeni bir bilgiy eulaştım. araştırıyorum. revize işler var. biraz ümitvar ol yahu.
vay be bi adam gar planlamış, düşünmüş, çiziktirmiş diye başar abinin ne kadar hoşuna gittiSedat Hakkı Eldem Almanca mı biliyordu? Almanca bir yazı var, ama ilk harfi yanlış, o yüzden şimdi bayağı merak ettim. Biraz bakmıştım, o tarihte mimarlık tahsilatı daha bitmemişti. Ama şu muhteşem fikre bak. Afferim! Bak, bir Türk olarak sabahtan akşama kadar Türklere kızıp, lâf atıyorum bu teknik konularda. Bizde pantolonda kıç yok (Alman tabiri). Ama çok sağolasın, Esat, bu resimle biraz namusumuzu düzelttin (benden hiç böyle lâf bekler miydin? Ben beklemezdim, ama tam yeri). İşte gar dediğin budur! Adam çakmış. benim dedem de mimardı, galiba istasyonlar ve garlar da yaptı, ama tam emin değilim. Aslında halama sormalı; hastane yaptığını biliyorum. O da o zamanın mimarı, 30'larda başladı.
eskişehiri bu kadar beğenmenin sebebi nedir? önünde bir tram durağı bile yok.Ama bunlar transit garlar değiller. O yüzden de zaten bu yeni gar geldi. Berlin'in en paçavra banliyö istasyoncuğu bile her adamakıllı Türkü, bilhassa İstanbulluyu fena kızartmalı. İstanbul'un eski iki garı var. En az biri Alman malı, ötekisini bilmiyorum. İzmir? Var, iki tane. Ankara? Var. Türk malı mı, Alman malı mı, bilmiyorum. Eskişehir? bence en şahane garların bir tanesi.
Konya? Tam hatırlamıyorum, sanki vardı. O kadar. En uç doğuya uğradığım yerler Malatya ve Adıyaman idiler, ya ikisinde, ya birinde gar vardı, ama onlar basit garcıktı. Burdur hele hele hiç gar değil. Tren istasyonu, o kadar.
Altyapı işte. Geçenlerde altyapi dedim, Mehmet hemen çay simiti çağrıştırdı. Altyapı biraz farklıdır
evet. istanbulda 9 milyon insan trene binemiyor. avrupa yakası trenden mahrum.Şu an tanınmayan tren kültürü, münübüss ve dolmuşşşmuşşş Afrika kültürüne takılmış kalmış bizim halk tarafından elbet istenemez. Tanınmıyor çünkü.
güzel tespit. bizde selanikten medineye kadar demiryolu çekmişiz. naber?Bu 1920, 1930 belki bazı kesimler için farklıydı. Ama sonra kömünüst işi oldu. Bak, Kim Jong İl höp diye geçen cumartesi nerede öldü? Aslan gibi trende Leeen, taşdevri stalinist guzzeyy Kore'de bile tren var, metro var, troleybüs var (başka bi boh da yoh). Şimdi AB batımızda, Çin doğumuzda, Rusya kuzeyimizde. Her üçü acaip bir şekilde altyapı dahisi, bazıleri tarihî şekilde, bazıleri yeni yeni. Her yer demi ağlarla sapasağlam.
batılılaşamamış ki? gardırobumuz batılılaşmış sadece. bu da batılılaşıyoruz diye bizi kandıranların haltı. kafamız hala doğulu. gardırop batılı olsa ne olur. bu ülkede batılılaşma hareketi hiç olmadı. hep gardıroba çalışıldı.Biz ortada kalıp, batılaşmış (bu hata değil),
wall streeti işgal et abi hadi okapay. occupy miydi yaakomünist olmamış (bu da hata değil), Asya kökenli (bu da hata değil) bir ülke kurup, sahip çıkmışız. E? Bak, hepsi hata değil dedim, ama gerisi?
o devirler bitti Allahtan. dalga kıyıya vurdu. marşal süreci bitti. yepyeni bir dünya kuruluyor şimdi.Başından sonuna kadar hata! Hele hele şu 50'lerde başlayan, simini unuttuğum Amerikan otomobil hayranı, heh buldum, Marshall plânı. Yuh! Almanya için evet, Almanya Afganistan'dan beter bombalanıp yok olmuş bir hiçti o zamanlar. Ama Türkiye?
çünkü bu zihniyetlerin hepsi aynı eğitim sisteminin ürünü. her sabah okula gider. tek sıra olur. rahat hazır ol denir. dikkat denir. marş söylenir. rap rap sınıflara gidilir. asker gibi yetişir. bundan bi halt bekleme. boşa. bi cacık çıkmaz.Bizde problem zihniyette. Hemen herşey siyasete döner ya, halbuki, tellâk değişti, hamam aynı meselesi. Osmanlı mı, Cumhuriyet mi, asker mi, sivil mi, laik mi, dindar mı, sağ mı, sol mu, üniterci mi, eyaletçi mi … hiç biri fark etmedi şimdiye dek. Solcu bile komünist işini beceremedi bizde, maşaallah Mentalite bu.
kadınlar çiçektirNedenini bilmiyorum. Yak bi cigara, ye bi köfte, iç bi çay, çak bi tokat, bak len hatuna … erkek dünyası. problem bundan ibaret. Psikolojik bir olay. Benyaptımcılık ve kısa devir ile kısa ömür bakışı. Esat şakşakçılık der hep. Belki siyasetten bütün erkekleri kovacaksın, mimarlık ve mühendislikten de, erkekler hepsi aşçı ve çiftçi olacak, kadınlara Türkiye Cumhuriyet'ini emanet edeceksin, 10–20 sene bekleyeceksin, AB Türkiye'nin kapısını çalacak, acep biz size üye olabilirik? diye.
Zürih Garı'ndan da ben bahsedeyim biraz.Zürih'i de bilmiyorum şimdi, eskiden yakınlarında oturduğum hâlde, kaç kez de gittiğim hâlde. Zaten Viyana kadar heyecanlı bir kent, daha küçük olsa da.