yyn-TS.23 » Kitaplar - Süreli Yayınlar

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:52

AŞK TRENİ – TALGO
Vasilis Aleksakis
LİTERATÜR YAYINLARI

Yasak bir aşkın pençesinde kıvranan bir kadının sevgiliye yaktığı ağıt...

Sen bana benim sana aşık olduğum gibi aşık olmadın be Grigori. Ben sana her şeyinle aşık oldum; benim sana olan aşkım, annenin sevgisi gibi her yanını sarıp sarmalayan, hiçbir tarafını açıkta bırakmayan bir aşktı. Ben senin ismine, sesine, dizlerine aşık oldum. Eğer sen de beni böyle sevmiş olsaydın, ilişkimize son vermek için kullandığın keli-meler daha az geçerli olur, hatta hiç olmayabilidi de; çünkü gayet basit: Bensiz yapamazdın.
Hiç beklemedikleri ama istedikleri bir anda buldu onları aşk. Hala hayatı çözmeye çalışan bir adamla bir kadını, Eleni'yle Grigori'yi...Eleni daha cesurdu, Grigori biraz yenik düşmüş, belki de hesapçı. Kadın, onu Paris'ten Barselona'ya götüren Talgo adlı trene binerken, aşkına, aşka kavuşacağını umuyordu. Oysa...

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:53

TRENİN TAM SAATİYDİ
Heinrich Böll
CAN YAYINLARI

İkinci Dünya Savaşını bir piyade eri olarak yaşayıp savaştan ve militarizmden daha saçma bir şey olamaz kararına varan Heinrich Böll'ün bu kısa romanı, 1949'da yayımlandı. Alman ordusunun bütün cephelerde çökmeye başladığı günlerde, Andreas adında gencecik bir Alman eri cepheye katılma emrini alır. Kesin bir ölüme gittiğini kafasında bir saplantı olarak taşıyan Andreas, bindiği trenin bir ara istasyonda kaldığı saatlerde, bir randevu evinde genç bir Polonyalı kızla buluşur. Andreas ne kadar zorlama bir askerse genç kız da öylesine zorlama bir kiralık kızdır. İkisi arasındaki ilişki, bir cinsel buluşma olmaktan çıkıp gerçek bir sevgiye dönüşür. Bu arada, Andreas'ın alınyazısı olarak kabullendiği ölüm saati yaklaşmaktadır...

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:55

DEMİR RAYLAR
Aharon Appelfeld
YAPI KREDİ YAYINLARI

Erwin Siegelbaum toplama kampından bırakıldığı günden beri, savaş sonrası Avusturya’sında, takıntılı bir şekilde, trenlerde yolculuk etmektedir. Her durakta ahbaplık ettiği pansiyon sahipleri, geçmişini paylaşabileceği eşi dostu vardır. Komünist anne babasını öldüren Nazi subayının peşine düştüğü bu yolculukta gündüzleri içkiyle, geceleri kısa aşk ilişkileri ve kâbuslarla doludur. Onu çıldırmaktan koruyan şeyse günün birinde o subayı öldürecek gücü kendinde bulma umudu...

"Appelfeld, yapıtları yıllar geçtikçe durulan, saflık kazanan, şaşırtıcı derecede incelikli ve hassas bir yazar. Demir Raylar’ın hemen her cümlesi mücevher parıltısında."
The Chicago Tribune

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:57

RAYDAN ÇIKANLAR
James Siegel
ARTEMİS YAYINLARI

Trende iki yabancı.... İnsanı baştan çıkaracak, günaha sokacak bir şeye doğru atılan tek bir adım...
Charles Schine için gün, işe doğru yola koyulduğu sessiz ve sıradan bir sabahla başladı...
En azından baştan çıkarıcı ve gizemli Lucinda’yla karşılaşıncaya kadar böyleydi. Hiç hesapta yokken Lucinda’yla tanışmak Charles’ın hayatını geri dönüşü olmayacak biçimde paramparça edecekti.
Ve tabii ki tam ortasından feci biçimde yarılan bir hayat.

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:58

İSTANBUL’UN TRAMVAYLARI DAN DAN
Selim İleri
DOĞAN KİTAPÇILIK

Selim İleri, İstanbul’u belleklerimizde her dem canlı tutan herkesin ve her şeyin kitabını yazdı.. İstanbul'un Tramvayları Dan Dan!...
“İstanbul’un eskiden renkleri vardı” diyen Selim İleri tekrar İstanbul'u anlatıyor bizlere...
"Selim İleri'nin inşa ettiği arı duru geçmiş zaman, özlediği gelecektir." Beşir Ayvazoğlu "Tıpkı insana ait acıya, aşka, insana ait karanlığa duyduğunuz hayret gibi. İşte bu yüzden siz benim için Selim İleri olduğunuz kadar bir şairdiniz de." Birhan keskin

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:59

METRO 2033
Dmitry Glukhovsky
GÜRER YAYINLARI

Yıl 2033...Nükleer savaş sonrası enkaz haline gelen dünyada insan soyu neredeyse tükenmiş, radyasyon yüzünden kentler yaşanamaz halde. Hayatta kalan birkaç bin kişi yeraltına, dünyanın en büyük nükleer sığınağı olan Moskova Metrosu’na sığınıyor. Burası insanoğlunun son kalesi. Yeraltındakiler için en büyük tehlike Karaderililer. İstasyonlar mini devletlere bölünmüş. İdealler, dinler, temiz su filtreleri gibi nedenlerle bir araya gelmiş halklar. Duygular yerini içgüdülere bırakmış. Tek bir amaç var: Ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak. Genç Artyom’a yaklaşmakta olan karanlık tehlikeye karşı halkı uyarması için Metro’nun kalbi, “Polis” istasyonuna gitme görevi verilir. Metro’nun kaderi belki de tüm insanlığın kaderi Artyom’un elindedir artık… Moskova metrosu, romanda anlatıldığı gibi labirente benzer, büyüklüğü ve hatları tam olarak bilinmeyen bir gizemdir. Metroda, devlet ve gizli servislere ait yüzden fazla gizli yeraltı sığınağı bulunur. Sovyetler Birliği döneminde liderleri korumak ya da ülkeden kaçırmak için yapıldığı söylenen Metro-2, Moskova metrosunun bir parçası ve en ünlü efsanelerinden biridir.

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 23:03

KUSURSUZ PLAN
Clive Cussler
ALTIN KİTAPLAR

Nisan 1950: Montana Gölü’nün derin sularından paslı bir buharlı lokomotif enkazı çıkarılır. Lokomotifte bulunan kırk dört yıl önce ölmüş üç ceset, olayı izleyenleri hiç ilgilendirmemektedir. Onları ilgilendiren, bundan sonra olacaklardır... Yıl 1906: Amerika’nın batı eyaletlerinde iki yıldır esmekte olan suç dalgası ortalığı kasıp kavurmaktadır. Tek başına pek çok banka soygunu düzenleyen bir adam, olaylara tanık olanları da gözünü kırpmadan öldürüp geride tek bir iz bırakmadan ortadan kaybolur. “Kasap Haydut” adıyla anılan adamın işlediği suçlar, artık hükümeti de harekete geçirir. İşin başına getirilen Isaac Bell adındaki dedektif, oldukça başarılı, zeki ve dikkatli biridir, ama o da Kasap Haydut’un soygun ve öldürme yöntemlerindeki kusursuzluğu ve ince planları karşısında neredeyse çaresiz kalır. Karşısındakinin, şimdiye dek karşılaştığı en zeki katil ve soyguncu olduğunu kısa sürede fark eden Bell, düşmanını tanımaya, adeta onun beynini okumaya çalışır. Atacağı her adımı hesaplar, ama hesaplayamadığı bu hayatta kalma çabasının kimin lehine sonuçlanacağıdır.

Resim

Kesinlikle tavsiye ederim. Mutlaka okunasııııııııııı

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 23:05

SABOTAJCI
Clive Cussler/ Justin Scott
ALTIN KİTAPLAR

Clive Cussler’ın yeni kahramanı uzun boylu, yakışıklı Isaac Bell işbaşında.
O, Sabotajcı adıyla anılan kötü bir adamdı ve pusu kurmuş Bell‘in gelmesini bekliyordu...
Ele?tirmenler Kusursuz Plan’ın klasik bir kedi fare oyunu olduğunu yazdılar. Peki Sabotajcı’da kim kedi? Kim fare?
Bunu Isaac Bell belirleyecek.

Resim

Kusursuz Plan'ı okuyup da bunu okumayan ayıp eder... Tez okunasııııı

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 23:06

TRENLER AHŞAPTIR
Haydar Ergülen
KIRMIZI KEDİ

Trenler de Ahşaptır’da dört bölümde toplanan yazılar trenleri, tren yolculuğunu, istasyonları, garları özellikle yazarının hayatında önemli yer tutan Eskişehir, Haydarpaşa, Ankara garlarını ve bu mekânların kendisinde bıraktığı izlenimleri, anılarıyla birlikte anlatıyor. Bir şair olan Haydar Ergülen sevdiği bütün şairlerin şiirlerinden alıntılarla zenginleştirmiş yazılarını. Cemal Süreya’dan Behçet Necatigil’e, Mehmet Âkif Ersoy’dan Nâzım Hikmet’e kadar pek çok şair ve dizeleri yer alıyor kitapta. Yazar bizi 30-40 yıl öncesinden başlayarak nostaljik yolculuklara çıkarıyor, trenle yapılan yolculukları neden çok sevdiğini anekdotlar, anılar, gözlemler kanalıyla, özlemle ve şiirsel bir dille anlatıyor. Haydar Ergülen iyi bir şair olduğu kadar iyi bir deneme yazarı da. Bu kitap bunu fazlasıyla kanıtlıyor.

“Tren gelir, yüzün gelir, hüzün gelir, tutup ‘trenler de ahşaptır’ deyişim başka neden olacak, elbette bundandır, ahşap anıları da ancak ahşap yolcular taşır çünkü. Zira ahşap kendinden çok başkasını taşıyandır benim için. O yüzden kıymetlim olan her şeyin bir adı da ahşaptır.”

Resim

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18060
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 18 Oca Çrş, 2012 23:16

mehmet kahraman yazdı:Hicaz Demiryolları'nın nasıl yapıldığıyla ilgili en önemli kaynak Ufuk Gülsoy'un HİCAZ DEMİRYOLU kitabıdır. Sanırım doktora tezinin kitaplaştırılmış halidir. Osmanlıca resmi kaynaklara oldukça fazla atıf var. O kitapta Hicaz Demiryolu'nun sadece 1/3'ünün ianelerle (yardımlarla) yapıldığını söylüyor. Yapılan yardımları ayrıntılı bir şekilde anlatıyor; makbuz karşılığında kimden ne kadar alındığını, hangi ülkeden ne kadar yardım geldiği ve yapılan yardımlar ölçüsünde verilen madalyaları dahi anlatıyor. Okuyunca kafanda soru işareti kalmayacaktır...
İlk fırsatta edinip kütüphaneye katayım o zaman. Ayrıca trenin edebiyatın bu kadar içine girmiş olması da çok güzel, ben genellikle teknik konulardaki kitapları kurcalamaya çalıştığım için işin bu yönünden bayağı bir uzak kalmışım, elimde sadece Çelik Gülersoy'un Tramvay İstanbul'da kitabı var bir de Sertaç Kayserilioğlu Dersaadetten İstanbul'a Tramvay' ın dijital kopyası, bu kitaplarında bayağı bir kısmı dikkatimi çekmeyi başardı, bakalım hangilerini edinip okumaya fırsat bulacağım.

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 01 Şub Çrş, 2012 22:18

CİN TRENİ
Rıza KIRAÇ
Altın Kİtap
Paranoyak bir hikayeyle karşı karşıyayız, her sayfada biraz daha çetrefilleşen ilişkilerin, olayın gelip dayandığı nokta iktidar... Hem değişimin kendisi, hem de iktidarın niteliği her geçen gün biraz daha felaket bir hal almakta. Çin Treni, bu değişimin belirlediği daha doğrusu biçimlendirdiği karakterlerin etrafında dönen hikayesiyle gözümüzün önünde dönen dolaplara "polisiye" bir değinim; aynı zamanda bir paranoya. Her paranoyanın maddi bir zemini var, ancak paranoya gerçeğe dönüştüğünde çevresinde her şeyin varlığını yeniden sorgulamamız gerekiyor; Cin Treni, ne hayali bir kurgunun ürünü ne de saf bir paranoya... Cin Treni'ni okuyup bir köşeye kaldırdığınızda başka bir okuma süresi devreye giriyor; bu süreç okurun paranoyalarıyla tamamlanabilir ancak.

Resim

Yeni aldığım kitapları paylaşıyorum. İçerikleri hakkında çok fazla fikrim yok. Arka kapağa bakarak aldım.

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 01 Şub Çrş, 2012 22:23

LETONYALI PİETR
Georges Simenon
Feniks Yayınları

Maigret iş başında...
Ama klasik tarzda, bildiğimiz dedektiflerden biri değil o.
Eski yöntemleri kullanan, ağzında piposu ve başında melon şapkasıyla gülünç yanları olan bir dedektif Maigret. Onun amacı suçlulardan ziyade, neden suç işlendiğini bulmak,
yani insan doğasını ve insan doğasına ait içgüdülerin peşinde.
Maigret serisinin ilk kitabı Letonyalı Pietr'da Maigret'nin görevi Letonyalı bir dolandırıcı, trende işlenen bir cinayet ve kaybolan bir zenginin yer aldığı oldukça karmaşık bir olayı çözmektir. Fakat işler pek de düşündüğü gibi gitmez. Letonyalı dolandırıcının peşine düşen Maigret'yi bir sürpriz beklemektedir. Acaba piposu ağzından düşmeyen
dedektifimiz doğru insanın mı peşinde?
Bir mucize, bir şölen gibidir Simenon'un kitaplarıyla yaşamak. Bitmesin istersiniz, bitince ne yapacağım diye düşünmeye başlarsınız.
Mehmet Güreli
Maigret ölümsüz dedektifler arasında Holmes ile aynı yerde.
People
Çok az yazar böylesi sağlam bir üslupla insan hayatının çıplaklığını aktarabilir.
A. N. Wilson
Gerçekten harika bir yazar... Okunmaya değer; anlaşılır, basit, yarattığı dünyayla uyumlu.
Muriel Spark

Resim

Cevapla

“Yayınlar [Bülten - Kitap - Araştırma ve Tezler vb.]” sayfasına dön