yyn-TS.23 » Kitaplar - Süreli Yayınlar

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:02

ARZU TRAMVAYI
Tennessee Williams
İMGE KİTABEVİ YAYINLARI

“Tramvay”ın ilk sahneye koyulmasıyla birlikte yapılması gereken şey, ulusal tiyatronun kıyılarına güzellik bayrağını dikmekti. Williams’ın önceki ve sonraki eserlerine oranla burada trajediye daha çok yaklaşılmış ve kötü son eksiksiz olarak sunulmuştu.”
-Arthur Miller’ın Arzu Tramvayı için yazdığı önsözden

20. yüzyıl Amerikan tiyatro eserleri arasında, ilk çıktığı zamandaki gücü ve etkiyi her zaman gösterebilen oyunların listesi oldukça kısadır. Arzu Tramvayı bu oyunların en önde gelenlerinden biridir. Acımasız kayınbiraderi Stanley Kowalski tarafından uçurumun kenarından itilen Blanche DuBois'nın duygusallığı ve gittikçe solan umutsuz hikâyesi, zamana dayanabilen klasik eserler arasına girmiştir.

Williams’ın şiirsel dilinin, şiddetinin, merhametinin ve dramatik cinselliğinin benzersiz stili, “Arzu Tramvayı” şeklinde ilk kez ortaya çıktığında, Amerikan kültürünü vuran bu yıldırımın tanıklığını, Amerika’nın tiyatro duayeni Arthur Miller’dan daha iyi kim anlatabilirdi? Miller’ın, zengin görüş açısı ve duru bir anlayışla yazdığı önsözle birlikte, Arzu Tramvayı apayrı bir özellik ve zenginlik kazandı. Willams’ın kendi kendisiyle yaptığı bir söyleşinin de eklenmesiyle, kitap, okura hem yazarı hem de eseri daha doğru anlamlandırma ve konumlandırma olanağı sunuyor.

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:04

DEMİRYOLU ÇOCUKLARI
Edith Nesbit
REMZİ KİTABEVİ

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:05

TREN BURADAN GEÇMİYOR
Sevinç ÇOKUM
Ötüken Neşriyat / Edebiyat Dizisi

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:07

YEŞİLYURT TRENİ
Rıza Hekim
ARI SANAT YAYINEVİ

Şehitlik, Yeşilyurt ve güneyde olsa da,
Başka başka yerlerde bulunsa da, tenimiz..
Kalbi sevgiyle dolu, gönül insanlarının,
Aynı kaderi paylaşan ağaçlarıyız hepimiz..

Çam, Ihlamur, Akçaağaç fark etmez, / Tümünü sevsek bile,
Meyvelerden şeftali ve limona, / Esen yelde, Meltem`edir sevgimiz.
...
Çam ve Ihlamur Ağacı, kendi aralarında konuşuyorlardı. Ihlamur bir ara durgunlaştı. Anılarıyla sarmaş-dolaş olunca, hep böyle olurdu.
Yeniden Çam Ağacı`na döndü:
-Sevenler en çok neye üzülüyor biliyor musun? dedi.
-Neye?
-Sevgiliye en son sözü söyleyemediğine..
Bu sözler üzerine, Çam Ağacı, acı acı tebessüm etti:
-Ben en çok neye üzülüyorum biliyor musun? dedi.
-Neye?
-Bir cevap verilecek kadar bile değerimin olmadığına!.
Eğer sevgi ve aşk varsa, her şey dillenir. Dağlar, taşlar, Ağaçlar, kuşlar..
Esen rüzgâr bile, dile gelmekte gecikmez..

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:08

BURASI İSTASYON GELİNLER TREN
Lale Özdemir
NABU KİTAP

Gaziantep-Nizip doğumlu emekli öğretmen Lale Özdemir, yaşanmış olan bu öyküyü Çiçek'ten dinlediğinde, hem üzüldü, hem kızdı, hem de direnişinden dolayı kutladı.
Ayaktaydı dimdik Çiçek.
Avuçlarındaki umut yumağını bırakmamıştı çünkü.
Sahip çıkılırsa, sevgi her zaman vardı.
Ve Lale Özdemir, bu gerçek öyküden etkilendi çok.
Yalın bir dille yazmaya karar verdi..
Sevdim,
İnandım,
Güvendim,
Sınıfta kaldım! diyerek...

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:11

KARA VAGON
Bekir Yıldız
İNKILAP KİTABEVİ / ADAM / İSKELE

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:15

DEMİRYOLU SERSERİLERİ
Jack London
AMFORA YAYINLARI

O gece yemek odasının pencereleri camlı terasa açılan bir villadan kovuldum.Açık duran kapının önündeydim.Benimle konuşan adam bir yandan da kocaman etli bir böreği midesine indirmeye devam ediyordu.Çok neşeli görünüyordu ama onun kadar zengin olmayan insanlara karşı duyduğu öfke de açıkca ortadaydı.Beni daha fazla konuşturmayarak sözümü kesti:-Hiç de çalışmak ister gibi görünmüyosunuz siz!Dediği çok yersiz bir yargıydı ama buna söyleyebileceğim birşeyim yoktu.Ben yalnızca yiyecek birşeyler istiyordum ve o gece batı trenine binmeyi planlamıştım,çalımayı değil.

Resim

Favori kitaplarımdandır.

İnsanın serseri olası geliyor nedense. Hele bogi ile vagon gövdesi arasına saklanıp seyahat etmeyi gerçekten merak etttim. Bu arada yazarın araçlar hakkındaki bilgisi bayağı iyi. Ayrıntıları teknik terimleriyle anlatıyor.

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:17

DEMİRYOLU AKŞAMLARI
Yılmaz Erdoğan
MENEVİŞ KİTAPLARI

Demiryolu akşamlarında tanıdım onları. O kadar çok aldatılmışlardı ki kimseye itimatları yoktu. Yuvasız kuşlar gibi; sığınacak bir dal, merhamet sahibi bir el arıyorlardı. En zor şartlarda, en olmayacak yerlerde en yaşanmaz mekânlarda kalıyorlardı. Günleri birbirinden farksız, her yeni gün yeni acılar demekti. Sokaklar soğuk, sokaklar düşmandı. Yürekler gibi bütün kapılar da kapalıydı. Fırtınada buldukları liman bile bir başka tehlikenin kollarıydı.

Resim

NOT: O Yılmaz ERDOĞAN bu Yılmaz ERDOĞAN değil !...

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:21

HAFİF METRO GÜNLERİ
Murat Yalçın
YAPI KREDİ YAYINLARI

" (...) Hangi ağaçtan düştüm? Hangi ağacı taşladım? Hangi köprülerden geçtim? Ayakta kalabilmek için 'rambo' laşmak zorundaymışız. Dişini tırnağına geçirip yaşayanları anlayamıyorum. Parmaklarıma inen satırlardan kurtulmuş değilim. 'Kırk katır mı, kırk satır mı?' diye soran yok, kırk satıra yazgılı düşmüşüm ağaçtan, bir sıkıntı gibi. Buzlu camlar var aramızda, devinen gölgelerle konuşuyorum sanki. Hayata atıldığım gün, hayattan atıldığım gün olmuş meğer; soğuk düşlere dalmış, mırıltı atlarını eğerlemiş, bir yarım yamaç gibi gidiyorum."
Bir karabasan ve ironi kuyusu olan Murat Yalçın, bu kez içinden geçenleri Hafif Metro Günleri'nde ağırlıyor.

Resim

Edebiyat kitapları araştırırken hep tramvay, metro, tren, kolomotif kavramları çokça geçerken Hafif Metro kavramına ilk kez rastladım. Hemen aldım kitabı ama sandığım gibi çıkmadı.

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:24

ZAZİE METRODA
Raymond Queneau
SEL YAYINLARI

Raymond Queneau yirminci yüzyıl Fransız yazınının en ilginç ozan ve romancılarından biridir. Yıllar yılı, her yeni şiir kitabı, her yeni romanı yeni bir şeyler getirmiş, şaşırtmış, coşturmuş, alıp götürmüştür. Ama yeniliği de, şaşırtıcılığı da, coşturuculuğu da, sürükleyiciliği de öncelikle yalınlığındadır. Queneau, en azından görünüşte, şiirlerini ve romanlarını günlük yaşamdan, günlük dilden, sıradan insanlardan, büyük ya da küçük kentin sıradan sokaklarından çıkarır. 1959'da bir yazın olayı olarak karşılanan Zazie Metroda belki de onun kendine özgü yaratıcılığının doruğunu oluşturur. Paris'e gelip de grev yüzünden metroya binemeyen uyanık mı uyanık bir küçük kızın iki günlük serüveni çevresinde birçok kişinin birbiriyle kesişen, ama sıradanlığı ölçüsünde ilginç serüveni roman boyunca şiirsellikle dolup taşan bir gülmece evreninde yaşatır bizi, kaynağını günlük halk dilinden alan, benzersiz bir dil şöleni oluşturur.
Ayrıca, Queneau'nun tüm yapıtlarında olduğu gibi, Zazie Metroda da yalınlığın yavaş yavaş bulgulanacak bir derinliğin görünür yüzü olduğunu belirtmek gerekir.

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:26

TRAMVAY
Claude Simon
YAPI KREDİ YAYINLARI

Tramvay, bildiğimiz kadarıyla, Claude Simon'un son romanı. Çoğu eleştirmenlerin "bu çağın büyük yazarlarının ön sırasına" koyduğu ya da "yaşayan Fransız yazarlarının en büyüğü" olarak nitelediği bir yazarın gerçekten önemli bir roman toplamının son halkası, yarım yüzyılı aşkın bir zamandır sürdürülen, bu arada, 1985 yılında Nobel Ödülü'yle taçlandırılan özgün bir yaratım serüveninin son duraklarından biri.

Resim

Kullanıcı avatarı
mehmet kahraman
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 124
Kayıt: 28 Oca Cum, 2011 18:38

Mesaj gönderen mehmet kahraman » 18 Oca Çrş, 2012 22:28

ÇEKİLİN YOLDAN GELİYOR VATMAN
M. Dündar Aytar
BABIALİ KÜLTÜR YAYINCILIĞI

Ben hakiki bir İstanbullu'yum.
"Tamam sen İstanbullu'sun da büyüklerin nereden gelme?" diye sorulduğunda, "Onlar da İstanbullu" demek ve bu cevaba inanmayan muhatabının garip tepkilerine katlanmak zorunda kalanlardanım.
Mezar taşıma da "Bilmem nere eşrafından" yazılamayacak. Hayatta hiç hemşehrim olmadı.

Benim çocukluğuma göre bu şehirde hayat çok daha zor. Çekilin Yoldan Geliyor Vatman'da biraz kaybettiğimiz rahatlıkları hatırlatmak istedim.
Gerçi daha fakir bir şehirdi ama hayat daha kaliteliydi. Kalite kişinin anlayışına göre değişir tabii. Bu kitabı okuyup, "Bu da özlenecek hayat mı?" diyecekler vardır. Lükse meraklılar, gösteriş yapmayı sevenler, medyanın baş tacı ettikleri eski İstanbul'da hoşlanacak bir şey bulamayacaklardır.

Ne şehir eski şehir, ne de içinde yaşayanlar.
Eskiden kalan güzellikleri koruyalım yeter. Belki ileride, İstanbul özlediğim İstanbul'a benzemeye başlar.
Ben İstanbul'u çok, çok seviyorum

Resim

Cevapla

“Yayınlar [Bülten - Kitap - Araştırma ve Tezler vb.]” sayfasına dön