17. sayfa (Toplam 22 sayfa)

Gönderilme zamanı: 26 Şub Çrş, 2014 09:20
gönderen Engin Y
Ankara'daki teleferik sapanı gibi olmuş bunlar..

Pek güzel.
Ülkemiz pek güzel kalkınıyor..

Gönderilme zamanı: 05 Mar Çrş, 2014 16:49
gönderen justuur
1 mart 2014 tarihinde çekilmiş inşaat fotoğrafları :
http://www.koprufotograflari.com/2014/0 ... azkoy.html

Gönderilme zamanı: 10 Mar Pzt, 2014 11:32
gönderen justuur

Gönderilme zamanı: 10 Mar Pzt, 2014 12:01
gönderen Esat
Harika, gördüğüm en iyi 3. köprü fotoğrafı oldu :)

Gönderilme zamanı: 10 Mar Pzt, 2014 13:16
gönderen justuur
Esat yazdı:Harika, gördüğüm en iyi 3. köprü fotoğrafı oldu :)
Teşekkür ederim :D

Gönderilme zamanı: 17 Mar Pzt, 2014 17:15
gönderen justuur
15 Mart 2014 tarihinde çekilmiş fotoğraflar
http://www.koprufotograflari.com/2014/0 ... azkoy.html
Resim

Gönderilme zamanı: 26 Mar Çrş, 2014 18:18
gönderen alabay
Aslında ihale ihale değildi ve bitmemiştir diyorum ben. Ama şu haberi şuraya taşıyıp, bağlantılar verelim:

Evvveeet … saygıdeğer fanatiklerimizi ve okuyucularımızi yine en az iki partiye bölecek havadisler var yine şu dış mezarlıklardan. Bu sefer klimatik komplo ve hileler var plânda. Bazıleri beğenecek, bazıleri »beğenecek«.

Ben bunları zamanında söylemiştim, zaten çok tesadüfen bunlarla uğraşan bilimde sadece çöp kutularına yeni torba takmak için gezinmemiştim zamanüevveliyede.

Aslında üç nokta var, ve hepsi de birbirine direk bağlı; çılgıng (ruh hastası veya şizofren de diyebiliriz) proccehler: 1. şu köprü, 2. İstanbul kıyıları ve iklim (çok anlatmıştım, çoook, metro girişleri falan filan) ve 3. atom santralleri – ama bu üçüncüsü burada şimdi yer almıyor. Evet, oligofreniye kadar giden çelgenk puroccehler :x
İstanbul’un geleceğini etkileyecek 3. köprü, 3. havalimanı ve Kanal İstanbul projelerinin kente etkileri 16 bilim insanı tarafından bilimsel bir rapor haline getirildi. Rapora göre 3. havalimanı ve 3. köprü için doğrudan 8 bin 715 hektar orman alanı yok olacak. Bu rakam yaklaşık 8 bin futbol sahasına, Belgrad Ormanları’nın iki katına denk geliyor. Öngörülere göre 2023’te zirve saatlerde her 3 köprü de tıkanacak.

Projeler, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü’nün de aralarında bulunduğu Türkiye’nin taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmeyi de ihlal edecek. Önce yöre, sonra tüm bölgesel iklim TEMA’nın önderliğinde 7 aylık bir çalışma sonucunda hazırlanan “İstanbul Projeleri” raporuna göre, 3. havalimanı nedeniyle doğal orman alanları, canlı yaşamı barındıran yaklaşık 70 adet büyüklü küçüklü göl, gölcükler ve özellikle Terkos Gölü’nü besleyen dereler, tarım alanları ve mera alanları zarar görecek. Önce yöredeki küçük ölçekli iklim, sonra da bölgesel iklim etkilenecek.

Türkiye’nin 122 önemli bitki alanından biri olan Terkos-Kasatura kıyıları Kanal İstanbul projesiyle tahrip olacak. Tarım arazileri hızla yapılaşmaya açılacak. Göller, meralar zarar görecek Kanal İstanbul, önemli miktarda tarım arazisini sulayabilecek bir potansiyele sahip Silivri, Çatalca ve Büyükçekmece’de yoğunlaşmış yeraltı suyu havzalarına zarar verecek. Kanal İstanbul’un geçme olasılığı olan yerlerde bulunan İstanbul Trakya demiryolu, TEM otoyolu, E5 otoyolu, Terkos-Alibey tarihi su galerisi, onlarca önemli içme suyu isale hattı, Ataköy atık su kolektörü gibi büyük yapıların yer değiştirmesi ayrı bir sorun oluşturacak. Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü, Terkos Gölü, Ömerli Havzası ve Batı İstanbul meraları zarar görecek. Karadeniz sahilindeki Kilyos kumulları, Ağaçlı kumulları, İstanbul Boğazı, Şile kıyıları ve Pendik Vadisi gibi önemli doğa alanlarındaki ekosistemler de yok olacak.
Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turk ... tliam.html
Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOBB ile ortak hazırladığı "İklim Riski Olay İncelemesi, Pilot İklim Değişimine Karşı Uyum Piyasa Çalışması: Türkiye" başlıklı rapor geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Raporda iklim değişikliklerinin Türkiye'de şimdiden görülmeye başlandığı ve gelecek on yıllarda yoğunlaşacağı belirtildi.

BUNLAR YAŞANACAK

Raporda iklim değişikliğine bağlı olarak Türkiye'nin gelecekte yaşayacağı tahmin edilen deneyimler şöyle:
Tüm mevsimlerde her yerde ısıda bir artış var ancak artışlar yazları kışlardan daha fazla.
Yıllık yağış miktarında Türkiye'nin güney kesimlerinde azalışlar ve kuzey doğusunda olası hafif artışlar olabilir.
Toprak kaymalarıyla birlikte nehir suları ve yağmur sularından kaynaklanan sel risklerini artıran daha yoğun yağış vakaları yaşanabilir.
Suyun öneminin artmasına yol açan, sıcak hava ve kuraklıkların süresi ve yoğunluğunda artış görülebilir.
Deniz yüzeylerinde yükselme, nehir deltaları ya da kıyı kentlerinin alçak konumlu bölgelerinde sel risklerinde artışa rastlanabilir."

ÖZEL SEKTÖRE ETKİSİ

Raporda iklim değişikliğinin Türkiye'de özel sektör üzerindeki olası etkileri ise şöyle sıralandı (-) olumsuz, (+) olumlu:
Yazın kış mevsiminden daha belirgin olsa da tüm mevsimlerde görülecek ısı artışları: (-) İşgücü için ısıdan kaynaklanan sıkıntı, özellikle açık havada ya da havalandırılmamış binalarda çalışanlar için. Bunun işin sürdürülmesi ve sağlık ile güvenlik süreçleri üzerine potansiyel etkisi bulunuyor. (-) Enerji sarfiyatı / emisyon artışını düşürme hedefiyle uyumsuz potansiyele sahip ve işletme maliyetlerinde artışla sonuçlanan soğutma teknolojisiyle enerjiye talep artışı. (+) İşletme maliyetlerinde düşüşle sonuçlanacak kış dönemi ısınma maliyetinde azalış. (+) Ülkenin belli bölgelerinde ara mevsimlerde de ziraat ürünü alınabilmesi imkânı. (+)

Ülkenin güney bölgelerinde yağış azalışı: (-) Tarım ticaretinin azalan kâr ve artan işletme maliyetiyle karşılaşması sonucuyla tarımsal verimlilikte düşüş. (-) Su ihtiyacında artış, batıda Gediz ve Sakarya, doğuda Dicle ve Fırat havzalarında. Bu ticari, sanayi ve kamusal su kullanımında kısıtlamalarla sonuçlanabilir.

Kuraklık ve hava sıcaklığı sürelerinde artış ve yoğunlaşma: (-) Ticari, sanayi ve kamu kullanıcıların su kullanımları üzerine kısıtlamalar. (-) Özel sektörün dayandığı altyapıda artan sıcak dalgası frekanslarının neden olduğu hasar. (örn. yollar ve demiryolları)
Deniz yüzeyinin yükselişi: (-) Nehir deltası ya da kıyı kentlerinin alçak konumdaki bölgelerinde, fiziksel varlıkların hasarı ve hizmetlerde aksamayla sonuçlanacak su baskınlarına uğraması. (-) Sigorta primleri yükselebilir ya da sigorta yapılamaz hale gelinebilir ve koşullardan etkilenen varlıkların değeri azalır. (-) Kıyı ovalarının alçak konumdaki bölgelerinde zirai faaliyetlerin kesintiye uğraması. (-) Dolmabahçe Sarayı ve Camisi, Beylerbeyi Sarayı ve Ortaköy Camisi dahil, Boğaziçi boyunca yer alan tarihi ve kültürel yerlerin turizm endüstrisi üzerinde zararlı etkilere sahip olabilecek şekilde hasar görmesi."
Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turk ... bilir.html

Bu iki, ilk bakışta alâkasıza benzeyen noktaları birleştirirseniz, işin püf noktasını anlarsınız. Klima nedir? Mikroklima nedir? Makroklima nedir? Flora ve fauna nedir? Ve ilâveten Tanrı’nın eserleri ile onlara karşı davranış »modu« nedir!

Gönderilme zamanı: 27 Mar Prş, 2014 12:56
gönderen Özgür Türkler
Kanal İstanbul sadece rant kaygısıyla yapılan son derece gereksiz ve ölümcül bir projedir.
Rusya Bulgaristan-Yunanistan üzerinden yapacağı boru hattı ile zaten Boğazdan tanker geçişlerini by-pass edecek , dolayısıyla boğaz trafiğini rahatlatma diye bir şey olmayacak. Giderek ısınan dünyada İstanbul'u arabistan çöllerine döndürmeye neden hevesliyiz? Kanal kenarına yapılacak 3-5 bin konuttan alınacak avantanın kimlere gideceği belli, projeyi de onlar istiyor zaten. Kaybedilecek orman ve tarım alanları, bir adet baraj (Sazlıdere barajı) , yapılması gereken deplase işlemleri (E5 ve TEM otoyollarına ve diğer bağlantı yollarına gerekecek yeni boğaz/kanal köprüleri , Elektrik/su/haberleşme şebekeleri deplaseleri) düşünüldüğünde bu işin ekonomik olarak hiç de uygun olmadığı ortada. Yapılacak konut projelerinden elde edilecek para kanal inşasına ve deplase işlerine yetmeyecek zaten. 10 yıl sonra ekonomide yeni bir karadelik açacak bu proje için "neden yedik bi bu .oku" denilecek ama iş işten geçmiş olacak. Bu projenin avantacıları kalkınacak ama koca bir şehri kaybedeceğiz. Çocuklarıma sıcaklık ve kuraklıktan yaşanamayacak hale gelmiş bir memleket bırakmak istemiyorum. Herkesin bunları iyice düşünüp bu işe karşı çıkması ve karşı çıktığını da belli etmesi gerek. Birileri para hırsıyla çıldırmış olabilir ama bu vatan bizim , çıldıranların aklını başına getirmek için çalışmalıyız.

Gönderilme zamanı: 29 Mar Cmt, 2014 15:09
gönderen justuur

Gönderilme zamanı: 20 Nis Pzr, 2014 23:24
gönderen justuur
19 Nisan 2014 tarihinde çekilmiş fotoğraflar.

http://www.koprufotograflari.com/2014/0 ... azkoy.html

Gönderilme zamanı: 10 Eki Cum, 2014 10:11
gönderen decimus
Forumda uzun süredir konuşulmayan fakat çalışmaların en hızlı yapıldığı projelerin başında geliyor 3. koprü. Bu yüzden birşeyler yazmak istedim.

Öncelikle bayramlar sebebiyle İstanbul'dan diğer şehirlere yapılan "göç"ler sebebiyle İstanbul'un iki yakasından geçişlerde ve devamında İç Anadolu - Ege ve Karadeniz bölgelerine giden araçların aynı noktadan devam ederek saatler süren yolculukların çileye dönüşmesine şahit olduk. Bu köprü İstanbul ve Uluslar arası yolculuklar için taşıdğı önem gittikçe önem kazanmakta ve yapılma sebebinin ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmaktadır. Tabi Boğaziçi ve FSM köprüleri çift katlı ve içinden trenlerin geçtiği sistem düşünülerek yapılsaydı bu ihtiyaç bu kadar acil olmayabilirdi ama mevcut durumda bu köprünün acil olarak tamamlanması gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Proje ilerleyeşini baktığımızda kredisi hazırlanmış, ihalele süreçleri bitmiş hükümetin tam desteğini almış olma sebebiyle devletin tüm kurumlarının projenin önünü açmaya çalışması sebebiyle hızla ilerlediği görülmektedir.Yıl sonu itibari ile kopru ayakları tamamlanacak ve tabliye çelik askı kablo montaj çalışmaları bitecektir. Hedef 29 Ekim 2015 olmasına rağmen bence 2016 ilk baharında köprü açılması muhtemeldir.

BU proje ile ilgili olumsuz olarak görünen nokta ise haritada görebilecğiniz gibi koprüyü kullanan araçlar Avrupa yakasında Odayeri Anadolu yakasında ise Reşadiye noktalarında yine sürekli kullanılan yollara bağlanacak ve İstanbul çıkışı için çöüzm olmayacaktır. Proje bitmesini beklemeden bir an önce ihalesi düşünülen

1- Kınalı-Odayeri ve Kurtköy-Akyazı otoyollarının bir an önce yapılması gerekmektedir.

2- Köprü içinden geçecek raylı sistem ihalesinin bir an öce yapılması ve imalat sürecinin başlatılması gerekiyor.

Kısacası bu köprü Sakarya - Edirne arasında yep yeni bir alternatif yaratarak İstanbul içine sokmadan transit geçiş imkanı sağlamta ve şehir içi yoğunluğu azaltması planlanmaktadır.
Resim

Gönderilme zamanı: 16 Eki Prş, 2014 12:30
gönderen langur
zaman kimi hakli cikarir mutlaka görülecektir ancak bu köprü derde sadr o-la-maz! Dünyanin her yerinde Istanbul`daki kadar cok araci ayni anda yola cikarirsaniz, yollar tikanir. 10 tane de körü yapilsa sonuc degismeyecektir!