de-M.07 » Köln' de Metro İnşaatı Binayı Yıktı

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5569
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 08 Mar Pzr, 2009 00:21

Bugün sebep hakkında tartışmalar vardı. Öyle görünüyor ki, sanki yeraltı suyu (Grundwasser; benim çevrimiçi-sözlüğüm artık bağlanmıyor, bu bayağı bir problem) pompalanırken, fazla pompalanmış gibi. Burada büyük bina veya yeraltı işler, metro şantiyelerinde sular iri borularla yerden çıkarılır, geçenlerde aynen bu metro yapımına Die Sendung mit der Maus serisinde (çocuklar ve 70'lerin başında çocuk olan yaşı büyükler için bir bilgilendirme serisi – "Fare") ile bir ziyaret yapıp o pompaları ve boruları anlatmışlardı. Köln'de bu borular yeraltı suyunu Ren'e akıtıyor. İşte sular fazla pompalandığından yeraltı toprak hareketleri olmuş diyorlar. Aynı anda yapılan tünellerde hemen bentonit ile içten kaplama yapılmamış bazen, o da problem yaratmış. Yani, yanılabilirim, ama şu an delme tekniğiyle yapılmışa benziyor.

Amerika'dan spesyalistler gelmiş, robotalrla falan, ama durum Japonya'daki Kobe'den ve Amerikan zelzelelerinden dah fena imiş, herşey çok komprime olduğundan, robotları sokamıyorlar; tek Kızılhaç köpekleri şu an insan arayabiliyor, bir kaç kez de reaksyon göstermişler, ama kimseyi bulamamışlar, giremiyorlar çünkü. İtfaiye elle taşları topluyor, yağmur yüzünden de şimdi bir "dam" çekmişler üste.

B. Alabay

Ek: o gönderdiğin link harika. Evet, tüneli delme makinesiyle yapıyorlar. Ne ilginç yahu, İstanbul'a paralel sur problemi bile var (Römische Stadtmauer, Bizans'tan bile eski o zaman), bence çok güzel yapıyorlar, tam şehiriçi için doğru, 4 kilometrede 8 istasyon. İstanbul'da da köprünün ortasına bir cart.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5569
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 08 Mar Pzr, 2009 15:43

Bugün Kızılhaç Arama Köpekleri bir ceset buldu, ama daha kim olduğu belli değil, adlî tıpa sevkedildi.

Bu sıralarda şu KVB ile biraz ilgilendim. Çok ilginç. Köln'de aslına koskocaman bir tramvay şebekesi var, ama çok koskocaman yani, tâ Bonn şehrine kadar. Ve bu tramvay hatlarıyla, ikinci dünya savaşından sonra yavaş yavaş bir "Stadtbahn" (biz pırt-Eminönü-eskitramvayı derdik) sistemine benzer şey kurdular. "Hakiki" metro yapılmadı düşünülmüyor da. Şimdi Köln'de "basit tramvay" hiç kalmadı. Hepsi büyük vasıtalar (bizim KTA dediğimiz de galiba o büyüklerin tipinden) ve kentteki sistem iki "tip"e ayrılmış, alçak ve yüksek binişli. O kadar. Nerede mümkün veya gerekse, tramvay yeraltına yapılır, gerisi üstten gider.

B. Alabay

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18091
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 08 Mar Pzr, 2009 18:39

Zaten o sitede de Stadtbahn şebekesi diye bahsediyor sanırım. Köln' ün iyi bir tramvay şebekesi var diye biliyorum, bizim KTA dediğimiz Düwag ların bir kaç modelini çalıştırıyorlar sanırım, 100 - 110 - 120 olması gerek, son parti siparişleride aslında aynı serinin devamı olan ama Siemens tarafından üretilen K2000 araçları idi, bunlar senin bahsettiğin alçak tabanlılar olsa gerek.

Köln ile ilgili en çok merak ettiklerimden birisi de Tramvay Müzesi zaten. 4 km de 8 istasyon aşağı yukarı 500 metrelik mesafeler, eh işte sınırda bir LRS mesafesi.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5569
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 14 Mar Cmt, 2009 11:23

Dünkü havadislere göre artık ikinci aranan kişinin cesedi de bulundu, cadde seviyesinden 10 metre aşağıda. Halil ismindeki öğrenci dam katında oturuyordu ve 21 metre aşağı düşmüş. Üstüne 10 ton döküntü yığılmış.

İki aranan bulunduktan sonra, şimdi arşıflenenleri kurtarmaya başlıyorlar. İki genci ararken elle aramak ve kazmak gerekiyordu, makinalarla arama, belki yaşarlarsa, kaza ile onları öldürme tehlikesi nedeniyle yapılamamıştı.

B. Alabay

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18091
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 15 Mar Pzr, 2009 01:44

Evet arşiv belgelerinin kurtarılması ile ilgili bir haber, zaten Almanya' da arşivlerin filmlenmesi ile ilgili bir çalışma yürütülüyormuş ve önemli kısmı bu şekilde arşive alınmış, tabii bu sadece içeriği kurtaran bir çözüm bir el yazmasının kaybı ile oluşacak kayıp aynı değil, o yazının içeriğine hala sahip olmak ile yazının kendisine sahip olmak bence farklı şeyler.
Köln arşiv binasının yıkılmasıyla sadece bir kentin değil, bütün bir bölgenin anıları da yok oldu. Roma İmparatorluğu’nun stratejik merkezi ve Almanya’nın Orta çağlardaki en büyük şehri olan Köln, Avrupa’da iktisadi ve politik açıdan önemli bir role sahip. Tarihe tanıklık eden sayısız belge ve fotoğraf, şimdi Köln Şehir Arşivi’nin yıkıntıları altında kurtarılmayı bekliyor.

“Köln Şehir Arşivi, sadece bu nedenle çok önemli bir arşiv değil, çünkü örneğin Frankfurt’taki arşiv gibi kıyaslayabileceğimiz diğer pek çok arşiv, 2’inci Dünya Savaşı’nda yok oldu. Burada ise evrak resmi yönetimlerce doğru zamanda tahliye edildi. Bu sayede tarihe tanıklık eden bunca değerli doküman kaybolmaktan kurtarıldı.“

“Bunlar paha biçilmez, yerine başka bir şey konulamayacak hazineler. Hepsi bir çukurda kayboldu. Sadece, en azından bir bölümünün tekrar kurtarılıp temizlenebilmesini umut edebiliriz. Kâğıtlar çok çabuk zarar görmez. Hareketlidir ve yeniden basılabilirler. Sadece, eğer bu toz yığının üzerine yağmur yağarsa, işte o zaman bir felaket olurdu.“

Enkazdan toplanan ve zarar görmüş olan belgelerin tekrar eski haline gelmesi için zorlu bir süreç uygulanacak. Islanmış belgeler, folyolar içinde sıkıştırılacak ve şok donma yöntemi ile dondurulacak. Daha sonra ise liyofilizasyon yöntemi ile yani hızla dondurulan maddelerin sonra düşük ısıda kurutularak çözeltiden ayrılması yöntemiyle, belgeler ayrılacak. Bu sayede kurutulan belgeler, içindeki kir ve çöpten temizlenebilecek. Yöntemi güvenilir bulan Bonn Üniversitesi Tarih ve Arşiv Bölümü'nden Thomas Becker, “Restorasyon çalışmalarımızın fırsatları büyük. İçeriğe gelince, doğal olarak onlarca yıldır Almanya’da uygulanan yoğun güvenlikli filmleme programı sayesinde kısmen güvencemiz de var“ diye konuşuyor.

Köln Şehir Arşivi’ndeki belgelerin büyük bir bölümü Fransız dönemine kadar filme alındı. Filmler, Almanya'nın Kara Ormanlar Bölgesi’ndeki eski bir maden galerisinde muhafaza ediliyor. Numunelerin kalitesi yeni teknoloji şartlarına uygun olmadığından kullanılmaları da zor. Becker, “Tabii, bir belgenin orijinaliyle görüntüsüne sahip olmak aynı şey değil“ diyor.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18091
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 02 Mar Sal, 2010 00:04

Evet bu konu bu günlerde fazlası ile gündemde, hangi Alman kanalını açarsam gün içerisinde bir haber ya da kısa programa denk gelmek mümkün, bugün izlediğim bir tanesinde enkazdan kurtulan birisi ile söyleşi yapıyorlardı, sanırım orada yıkılan evlerden birinde oturan birisi idi, kendisine yeni ev verilmiş ama tabi olayın psikolojik boyutu üzerine konuşuyorlardı. Diğer taraftan konuyu canlandıran ise bambaşka bir şey.

Yapılan araştırmalar sonucunda çökmenin sebebi ortaya çıktı, aslında tabii ki kolayca suçu nehre, suyun baskısına atabiliriz :) ya da Allah'tan geldi, felakettir sebat edelim falan diyerekte kıvırabiliriz, arada rahmet ve şifa dilekleri ile birlikte. Ama burada kazın ayağı öyle olmadı çökmenin sebebi inşaatta çalışan işçilerin özellikle beton duvarlarda kullanılan demirleri el altından satarak inşaatta eksik malzeme kullanmaları olarak açıklandı. Evet, aynen böyle ve oran korkunç %80 in üzerinde malzeme eksikliği tespit edilmiş durumda. Yani hırsızın Allah korkusu olmaz o kesinde, bunu yapanların hiç korkusu yokmuş diyorum sadece. Tabi şahsi görüşüm bu işi sadece orada çalışan işçiler tek başlarına yapamazlar, ya vardiya sorumluları ile birlikte hareket ettiler ya da sorumlu kişi işini savsakladığı ve başında olmadığı için bu kadar rahat bu işi yürütebildiler, çünkü buralarda ispiyonaj ve diğerinin ayağını kaydırma hadisesi çok normal bir durum, yıkıma kadar ortaya çıkmadan bu işin yürümüş olması sadece bu iki ihtimali benim aklıma getirdi.

Diğer taraftan Avusturya gazetelerine yorum yapanların ilk sorusu "İşçiler Çinli miydi?" cevaplar ise genellikle "Hayır Polonyalı" şeklinde olayı alaya alan ifadeler di, Almanya' da ise herhalde daha çok "Türkmü yoksa Yugomuydular" gibi bir soru var, Başar :D tabi Avusturyalıları susturan işi yapan firmanın bir Avusturya firmasının kardeş firması çıkması oldu.

İşin dalgaya vurulacak çok tarafı aslında ama ciddiyetle üzerinde durulması gereken bir konu olduğuna inanıyorum, bir şekilde birilerinin defteri dürülecek, bütün bu tazminatları birileri ödeyecek, yanlız Başar bir şeyden bahsetmişti sanırım bu kadar malzeme eksik olsa bile diğer kısımlar dayanır gibi bir şeylerden söz edilmiş, bu garip bir yaklaşım ya da ben olayı yanlış anlıyorum bilmiyorum. Madem %80 eksik malzeme ile de yapılıyorsa o zaman niye deli gibi uğraşılıyor ki?

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5569
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 02 Mar Sal, 2010 06:28

Türk dendi mi burada akla hırsız gelmez, o yüzden o espriyi sadece bizler yapabiliriz, çünkü bu olayların Türkiye'de günlük olduğunu biliyoruz, ama burada şantiyede çalışan bir Türk ile alâkası yok. Bu olay pis bir marifet miydi, yoksa mafya tarzı mı, bilmiyorum. Ama betona giren demirleri ortadan kaydırmak da o kadar zor değil, görmediğini yoklayamazsın, sadece yok sayabilirsin.

Geçenlerde bu hatta ait Heumarkt denen merkezî metro istasyonuna su basacaklardı, çünkü Ren nehrinin suyu çok yükselmişti, basınç da ona göre fazlalaştı. Son anda ama vazgeçmişler, su beklendiği kadar yükselmemiş. % 80 demirliklerin eksik olması hâlinde elbet durumu statüko olarak bırakamazsın, ama ara duvarlar ve tavanlar yapıyorlarmış. Onlar bittikten sonra sabitmiş. Ben statiker değilim, inşaallah bu işi becerirler, Köln korkunç tarihî bir kent, bombalanmalar yüzünden feci çirkin olsa da (evet, orada da % 80 gitti), ta Romalı zamanından bile duvarlar, surlar ve binalar hâlen duruyor ... hele hele o katedral, artık dünyaca ünlü bir kilise ya, önünde durdum, boynum takıldı, hiç kartpostal veya resim o boyutu anlatamıyor. Şimdi bunlar birden kaysa veya çökse ... İstanbul'da bir anda bütün Sultanahmet'in denize kaymasını bir düşünün ... aşağı yukarı öyle olur.

Cevapla

“Dünyadan Haberler - Duyurular” sayfasına dön