Mehmet ÇAKIL
Tramvay Hat Bakım Vardiya Amiri
cakil@istanbul-ulasim.com.tr
Bağcılar - Kabataş cadde tramvayının Beyazıt ile Sirkeci arasındaki bölümünde yaptığımız gözlem ve incelemelerde asgari 150 yıllık geçmişi olan 30 tarihi yapı ve eser olduğu tespit edilmiştir. Bu eserlerin tramvay araçlarının bıraktığı ses ve titreşimlerden etkilenmesi sebebiyle, bazı bölgelerde daha önce lokal çalışmalar yapılmıştır. Ancak diğer eserlerinde koruma altına alınabilmesi için yolun altyapısında ciddi bir rehabilitasyona ihtiyaç vardır. Darbe sönümleyecek, sesi ve dinamik tesirleri absorbe edecek bir altyapı sisteminin yolumuza tatbiki gerekmektedir.
Tramvay yolunun ıslah çalışmalarını yapacak teknik birikime sahip olan Ulaşım AŞ'nin hat bakım teknik elemanları, önümüzdeki dönemde bu eserlerin geçtiği tüm bölgeye kalıcı bir sistem tatbik etmeyi arzu etmektedir. Bu niyetin nihayete erebilmesi için başta Istanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere her kesimden insanların desteğine ihtiyaç vardır. Çalışmaların gerekliğini ve nemini belirten aşağıdaki tarihi yapıların resimleri ile bunların yapımında emeği geçen ve tarihimizde çok değerli yerleri olan ecdadımızın da hayatları kısaca anlatılarak bir rapor haline getirilmiştir. Bu rapor bültenimizde 4 bölüm halinde yayınlanacaktır.
(Not: Tramvay hattı 1. yol: Deniz tarafı tramvay yolunu, gidiş istikametini, 2. yol: Iç yol, geliş istikametini ifade etmektedir.)
1 - Kraliçeci Hasan Ağa Camii
Beyazıt Çarşıkapı-Çemberlitaş arasında bulunmaktadır. Osmanlı döneminde Yeniçeri ağası Hasan Ağa tarafından 16. yüzyılda yapılmıştır. Rivayete göre camii önünden geçen ve Topkapı' ya kadar devam ettiği söylenilen tünel vardır. Caminin mevcut hali biraz bakımsız olmakla birlikte yakın tarihlerde bazı bakımlar da görmüştür. Tramvay hattın deniz tarafı 1.yol kenarındadır. Beyazıt kavşağı yanındadır.

2- Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi (Hicri-1095 M-1684)
Tramvay hattı 1. yol kenarında bulunan bu medrese 1634 yılında Merzifonda doğmuş olan Kara Mustafa paşa tarafından yaptırılmıştır. Kara Mustafa Paşa: Babası'nın yakın arkadaşı Köprülü Mehmed Paşa tarafından medrese eğitimi görmüş, Köprülü Mehmed Paşa'ya damat olduktan sonra, 41 yaşında iken sadrazamlığa getirilmiştir. En büyük hayali Kanuni devrinin güç ve itibarını Osmanlı Devleti'ne yeniden kazandırmak olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, hayatını bu amaca adamıştır. Osmanlı-Rus Savaşı'nda padişahla birlikte sefere katılmıştır. Zamansız giriştiği ve sorumluluğunu tek başına yüklendiği Ikinci Viyana Kuşatması büyük bir bozgunla sonuçlanması üzerine, bu bozgundan sonra idam edilmiştir. Kabri Belgrat'tadır. Istanbul içinde ve dışında yaptırdığı birçok hayır eseri vardır. Kendisinden sonra da ailesinden bir çok devlet adamı yetişmiştir.

3- Çorlulu Ali paşa Medresesi ve Camii Şerifi (Hicri 1119 / M 1716)
Tramvay hattı 2. yol kenarında bulunmaktadır. Beyazıt Çarşıkapı-Çemberlitaş arası Yeniçeriler caddesinde bulunan ve sadrazam Çorlulu Ali Paşa’nın yaptırdığı camidir. Caminin giriş kısmı hediyelik eşya satıcıları ve dinlenme yeri olarak faaliyet göstermekte olup, cami arka taraftadır.
Çorlulu Ali Paşa: 1670 yılında doğdu. Çorlu'da yerleşmiş bir çiftçi ailesinin oğluydu. Sultan II. Ahmed devri Kapıcıbaşı Türkmen Kara Bayram Ağa'nın evlatlığı olarak, önce Galata Sarayı’nda memuriyete bulundu. Daha sonra üst derecede bir memuriyete getirildi. Padişah ile sadrazam arasındaki irtibatın silahdar ağa nezaretinde yapılmasını sağladı. Çorlulu Ali Paşa'nın bu başarıları çok geçmeden birbirleriyle yarış halinde bulanan sadrazamın ve şeyhülislamın dikkatini çekti. Sultan Ikinci Mustafa'nın kızı Emine Sultan’la evlendi. Çorlulu Ali Paşa sadrazam olduktan sonra, devletin mali işleriyle ilgilendi ve saray masraflarını kontrol altına almak istedi. Tersane ve donanmaya önem verdi. Toplar döktürdü, askeri ocaklarda düzenlemelerde bulundu. Isveç - Rus savaşı sırasında Isveç'i Ruslara karşı destekledi. Amacı ilerde meydana gelebilecek Rus-Osmanlı savaşında yorgun düşmüş bir Rus ordusuyla karşılaşmak ve galip çıkmaktı. Sultan III. Ahmed’in bu siyaseti tasvip etmemesi ve bir süre sonra Rusların savaştan galip ayrılması üzerine Çorlulu Ali Paşa, aleyhinde yapılan propagandalar sonucu gözden düştü. Sultan III. Ahmed, Ali Paşa'yı sadaretten azletti ve bir gün sonra Kefe'ye sürdü. Çorlulu Ali Paşa, sadrazamken Sinop'a sürdüğü Şeyhülislam Paşmakçızade Seyyid Ali Efendi’nin fetvası ve padişahın Aralık 1711 tarihli fermanı ile idam edildi.

4- Koca Sinan Paşa Çeşmesi ve Türbesi
Bayazıt-Çemberlitaş arası 2. yol kenarındadır. Önde görkemli bir çeşme olup, çeşme ve arka kısımda Sinan paşa türbesi diğer türbeler bulunmaktadır. 5 kez Osmanlı sadrazamlığı yapan Koca Sinan Paşa başka bölgelerde de adına yapılmış eserler bulunmaktadır.
Koca Sinan Paşa: 1520 yılında Arnavutluk'ta doğdu. Devşirme olarak alındığı Enderun'da yetişti. Kanuni'nin çeşnigirbaşılığına kadar yükseldi. Malta sancakbeyliği ile saraydan ayrıldı. Muhtelif yerlerde sancak beyliklerinde ve beylerbeyliklerinde bulundu. Yemen'de çıkan isyan sonrasında azledilen Lala Mustafa Paşa'nın yerine vezirlikle yemen serdarlığına getirildi. Mekke üzerinden Yemen'e yürüyerek Aden ve çevresini asilerden temizledi. Kahire Kalesi'ni; Sana'yı ve Kevkeban kalelerini geri aldı. Yemen'i ikinci defa Osmanlı Devleti’ne bağladığı için ‘Yemen Fatihi’ ünvanını kazanan Sinan Paşa, Yemen dönüşü tekrar Mısır Beylerbeyliğine tayin edildi. Yedinci vezir olarak kubbe vezirliğine tayin edildi.
Ertesi yıl Tunus'u Ispanyollardan alarak Tunus Fatihi ünvanını kazandı ve gösterdiği bu başarıdan dolayı dördüncü vezirliğe yükseldi. Daha sonra sadrazam oldu. III. Mehmed'in Eğri seferinin hazırlıklarını yaparken vefat etti. Bayezıt-Çemberlitaş arasında inşa ettirmiş olduğu türbesine defnedildi. III. Murad'a hediye ettiği Sarayburnu'ndaki Sinan Paşa Köşkü’nden (Incili Köşk) başka ülkenin çeşitli yerlerinde cami, medrese, çeşme, han hamam gibi birçok hayratı vardır.

5- Mimar Hayreddin Camii/Mescidi
Beyazıt-Çemberlitaş arası 1. yol kenarındadır. Ön tarafı dükkanlarla kapatıldığı için giriş kısmı caddeden camii kısmı ise arkada kalmıştır. Mimar Hayreddin: 15. yüzyıl sonları ile 16. yüzyıl başlarında yaşayan, II. Bayezid devrinde önemli binalar inşa eden Osmanlı mimarıdır. Murat isminde bir mimarın oğludur. Istanbul'da çeşitli binalar inşa etmiştir. Osmanlı mimarisine bazı yenilikler getirmiştir. II. Bayezid devrinde inşa edilen pek çok binayı Mimar Hayreddin'in inşa ettiği veya inşasına katkıda bulunduğu çeşitli kaynaklarda geçmektedir. Mimar Hayreddin Istanbul'da kendi ismiyle anılan mescidi yaptırmıştır. Edirne'deki büyük II. Beyazıt Külliyesi de Mimar Hayreddin'in eseridir. Vefat tarihi ve mezarının yeri bilinmemektedir.

6- Atik Ali Paşa Medresesi (Birlik vakfı)
Beyazıt-Çemberlitaş arası 1. yol kenarındadır. Karşısında büyük bir cami olan Atik Ali Paşa camisi bulunmaktadır. Atik Ali Paşa: Aslen Saraybosnalıdır. Devşirme olarak Enderun'da yetişti. Babüssaâde ağalığı yaptıktan sonra önce sancak beyliği, ardından da Karaman Beylerbeyliğinde bulundu. Bu sırada içteki çeşitli siyasi karışıklıklarla uğraştı. Özellikle Cem Sultan ve Karamanoğlu Kasım Bey'e başarı ile mücadele etti. Daha sonra Rumeli Beylerbeyi olan Ali Paşa, Boğdan voyvodasının Akkirman'ı almaya teşebbüs etmesi üzerine ona karşı gönderildi. Ali Paşa Eflak beyini ve kuvvetlerini yenerek Boğdan'a girdi. Veziriazam Davud Paşa'nın maiyetinde Memlük seferine katıldı. Çevredeki kalelerin zapt edilmesinde başarılı oldu.
Moroyu osmanlı topğraklarına kattı.. Bu fetihten sonra Mora'da ticaret çok gelişmiş, o sırada Ispanya'da büyük sıkıntı içerisinde olan Müslümanlardan bir kısmı Mora'ya yerleşmiştir. Ali Paşa 1501'de Mesih Paşa'nın ölümü üzerine veziriazam oldu. Ali Paşa 1511'de şehit düşünceye kadar sadarette kalarak, devlet işlerini başarıyla sürdürdü. Hatta II. Beyazıt bir çok konuda idareyi ona bıraktı. Atik Ali Paşa değerli bir devlet adamı, iyi bir kumandan olmanın yanında memleketin imarına önemli hizmetleri geçmiş bir kimsedir. Dürüst ve dirayetli şahsiyeti, hayırseverliğiyle devrin kaynaklarında övülmüştür. Onun hayır eserlerinin başında Istanbul Çemberlitaş'ta Cami, Medrese, Imaret, Mektep, Kütüphane ve diğer müştemilat-tan oluşan külliye gelir. Ali Paşa'nın bu külliye içerisinde teşkil ettiği kütüphane fetihten sonraki Istanbul'un en önemli kültür müesseselerinden biridir. Yine Istanbul Karagümrük'teki Zincirlikuyu veya atik Ali Paşa Camii, Tekfur Sarayı, civarında Kaiye adıyla manastırdan çevrilen cami, bunun yakınında yaptırdığı bir medrese, Edirne'deki bir cami, Bursa'da bir imaret, Mora'daki birkaç sıbyan mektebi onun hayratındandır.
Ali Paşa, vakıflarında hizmet gören personelin ücretleri, bu eserlerin tamir masrafları vb. için başta Istanbul olmak üzere Imparatorluğun birçok yerinde yüzlerce ev, dükkan, hamam, çiftlik, bahçe ve tarla vakfetmiştir. Ali Paşa bütün bunların yanında ilim ve sanata da yakın ilgi duymuş, ilim ve sanat erbabını himaye etmiştir. Sarayında sık sık alim ve şairleri toplar, onlara ziyafet verir, ilim ve kültür sohbetleri yapılmasını sağlardı.

7- Atik Ali Paşa Camii
Beyazıt-Çemberlitaş arası 2. yol kenarındadır. Çemberlitaş tramvay durağının yakınındadır. Sedefçiler Camii de denilir. 1496 da yapılmıştır. Bursa üslubuyla klasik uslüp karışımı caminin 12.50 kotundaki kubbesi iki filayağına yaslanan kemerler üzerindedir, iki yanında iki küçük kubbesi ve bir minaresi vardır. Imareti ortadan kalkmış, medresesi cami karşısındadır. Avlu kapısından caddeye çıkınca yanda bir çeşmesi bulunur. Son cemaat yerine üç avlu kapısından girilir, şadırvanı yoktur, abdestlik ve tuvalet bölümü sonradan yapılmıştır.

8- Çemberlitaş Sütunu
Çemberlitaş 2. peron arkasındadır. M.S. 330 yıllarında Imparator Konstantin onuruna, İstanbul'un yedi tepesinden biri olan ve şu anki adıyla Çemberlitaş olarak adlandırılan semteki tepeye dikilmiş olan sütundur. Sütun her biri 3 ton ağırlığında ve 3 metre çapında olan bileziklerle birbirine bağlanmış toplam 8 adet sütun ve bir kaidenin üst üste konulmasıyla oluşturulmuştur. Şu anda restorasyonu yapılmaktadır.
Tarihçe: Bizans imparatoru Kostantin, Roma'daki Apollon Tapınağı’ndan söktürterek uzunluğu 57 m olan bu sütunu getirterek eskiden Forum Kostantin adı verilen bir meydan olan günümüzdeki yerine diktirmiştir. Ilk yapıldığında sütunun üzerinde doğan güneşi selamlayan bir Apollon heykeli var iken 330 yılında Istanbul'a dikildiğinde Imparator Konstantin bunun yerine kendi heykelini sütunun üstüne koydurtmuştur. Daha sonra da yine Bizans imparatoru olan Jülyanos ve Teodoz'un heykelleri koyulmuştur. Sütun, 1081 yılında yıldırım isabet etmesi nedeniyle yanmış ve hasarlanmış ve üzerindeki heykel devrilmiştir. bundan sonra 1. Aleksios Komnenos sütunu onartmış ve üzerine kaidesi olan bir başlık ile büyük bir haç koydurtmuştur. Daha sonra Osmanlı döneminde Apollon Sütunu büyük bir yangın geçirmiş, sütunun mermerleri zedelendiğinden Sultan II. Mustafa (1695-1704) sütunun altına duvarla takviye ettirmiş, demir çemberlerle sardırarak sağlamlaştırmıştır. Bu nedenle o günden sonra adı Çemberlitaş olarak anılmıştır. Istanbul'un 1453 yılındaki fethinden sonra üzerindeki haç indirilmiş ve Çemberlitaş ilk kez 1470'li yıllardan sonra Yavuz Sultan Selim döneminde yenilenmiştir. Daha sonra 2. Mustafa (1695-1704) döneminde Sütun geçeirdiği bir yangından sonra mermerleri çok hasar gördüğü için
altından duvar yapılarak desteklenmiş ve demir çemberler ile çevrilerek sağlamlaştırılmıştır. Kesinliği ispat edilmemekle birlikte, sütunun alt kısmında Hz. Isa peygamberin Kudüs’te olduğu varsayılan mezarından alınarak buraya getirtilip gömülen bazı eşyaların olduğu söylenmektedir.
