5. sayfa (Toplam 8 sayfa)

Gönderilme zamanı: 28 Nis Cmt, 2012 19:03
gönderen Esat
Zaten göz problemi dediğin anda aklıma gelen şey o gözlerindeki ciddi kızarıklık oldu, hani pekte bir şey söylemek istemedim kelin merhemi olsa kendi başına sürer :) bende pek kızarıklık olmuyor ama göz tembelliği gibi Başar'ın bahsettiği sıkıntıdan muzdaribim biraz, gerçi doktorum her seferinde gözlerin kartal gibi diyip duruyor ama, yine geçmiş olsun Mehmet iyi bak gözlere, çok kıymetli.

Gönderilme zamanı: 29 Nis Pzr, 2012 08:52
gönderen Mehmet Kasım
sağolun dostlar. başar abi pc ekranı önemli dedin. benimki dizüstü. markası lenovo. kaliteli bi ürün diye aldım. ekran yumuşak kristalize gibi. nasıl bir ekran öneriyorsun? çok parlatmıyorum. hafif modda kullanıyorum. ama bunların önüne takılan göz için yararlı bir aparat varmı?

esat görüşmede kızarıklığı gördüysen hafif bir et oluşmuş. doktor önemsiz dedi. damla ile geçecekmiş. inşaallah geçer.

Gönderilme zamanı: 29 Nis Pzr, 2012 10:23
gönderen alabay
Valla sırf bir dizüstüyla çalışmak bence gözleri yorabilir, çünkü ekranı küçüktür. Ben benim dizüstünün ekranını genelde parlatırım, ama öyle ki, benimkisi otomatik olarak etraftaki ışığa adapte olur. Ama evde 22" bir Dell (2209WA) kullanıyorum. Fotoğraflarla da işim olduğundan, basit TN yerine IPS tekniğiyle donanmış, ama fotoğraf realitesi için parlaması 0 (sıfır) ayarlı (düşün yani). Dediğim gibi, asıl problem gözlerin hareketsiz kalmaları ve çözünürlükten dolayı zorlanmaları. Ekranda herşey güzel güzel büyük olduğu zaman, daha iyi, ben 1680x1050 kullanıyorum, rahat. Ama sabahtan akşama kadar dizüstüyla çalışsam, ölürüm herhâlde.

Gönderilme zamanı: 29 Nis Pzr, 2012 10:26
gönderen alabay
Bizim sayfa da bayağı komplike be :-)

Aslında ekran göz hastalıklarımızı da buradan konuşmamız daha mantıklı olur.

Şimdi, gözler rahatladıktan sonra, biraz süpertreş … Hülivut’tan! :-)

http://einestages.spiegel.de/external/S ... turedEntry

Video kesitleri de var …

http://www.youtube.com/watch?v=z0U-M9W4nKw
http://www.youtube.com/watch?feature=en ... TUIKrFjrSs
http://www.youtube.com/watch?v=tredYyvv5IM

Ne haltlar yemişiz be :-)

Gönderilme zamanı: 22 Haz Cum, 2012 18:38
gönderen Esat
Arkadaşlar ben bir haftada kadar ortalarda olmayacağım, interneti olmayan bir yere gidiyorum, inşallah haftaya cumartesi döner dönmez tekrar selam edeceğim. :) Ha internet bulursam tabii ki yine günlük bir göz atarım, ortalık size emanet, açın hatları ben yokken :D

Gönderilme zamanı: 22 Haz Cum, 2012 23:14
gönderen alabay
Hadi gutı rayze be :-)
Yolun buraya düşebilirse, düşmeden evvel haber ver!

Gönderilme zamanı: 22 Haz Cum, 2012 23:25
gönderen Esat
alabay yazdı:Hadi gutı rayze be :-)
Yolun buraya düşebilirse, düşmeden evvel haber ver!
Teşekkürler, bakalım bir gidelim gelelim, en ufak fırsatta tependeyim :) tabii ki haberli, Berlin işini de netleştiririz artık bu tatilden sonra, bende de bir takım kararsızlıklar var.

Gönderilme zamanı: 10 Eyl Sal, 2013 20:26
gönderen Anatolian
Biraz siyasetle ilgili olduğundan paylaşmam doğru mu bilmiyorum ama Ankara-Eskişehir hızlı tren ulaşımı durduğundan önemli olduğunu düşündüm, hatalıysam mesaj silinir zaten

http://www.radikal.com.tr/turkiye/eylem ... du-1150215

Bazı twitter kullanıcıları ise tren yoluna kurulan barikatın resmini paylaşmış

Gönderilme zamanı: 11 Eyl Çrş, 2013 00:10
gönderen alabay
Burada »kaza ile« kafaya suyla isabet eden polisin canına okuyorlar, orada kafalara gaz kartuşları vuruyor. Biraz garip. Şöyle biraz ferahlatacak savaş da yine tam fırsat olmadı … durum zor yani. Demin de olimpiyatlarla ilgili ilginç bir şey dinledim … nedem sağlam bir spor yapısı olmayan ve spor tesislerini sırf olimpiyatlar için yaptıran ve toplu taşımı da oturmamış kentlere olimpiyatlar verilsin … diye yeni bir düşünce tarzı beliriyor gibi. Ama bu da tabiîki gavur işi … eh. Antakya olayı kıvılcım olmasın demek istiyor insan, ama her yer yanıyor gibi :?

Gönderilme zamanı: 11 Eyl Çrş, 2013 12:23
gönderen Esat
Başar orası muhabbetine girme, nasıl it gibi polisten tırstığınızı da anlatsana! İkincisi ben bu mevzulara karışmak istemiyorum ama o genç arkadaşın nasıl öldüğünün tahlilini dün sabah yaptım ve yanılmadığımı da akşam yerel televizyon muhabirinin görüntülerinde gördük, dediğim gibi burada tartışmak istemiyorum, o akrep 4-5 kat bina üstüne gaz kapsulü atabilirmi? Fikri olanı sormuyorum bilgisi olan varmı? Fikrinizi de söyleyin tabii, bence atamaz, o araç üstü kaidelerde belli hareket kısıtları var, o mesafede o yüksekliğe kapsül atamaz, daha ilk görüntüde adamın yüksekten düştüğü ayan beyan ortada idi, kimse 1-2 metre yüksekten o şekilde savrulmaz, ancak çok hızlı koşarak ya da birileri atarsa savrulur, ha tabi boşa konuşuyorum antropolog değilim, kriminolog ya da ne bileyim hiçbir şey değilim ya :) niye anlatıyorum dimi, boşverin. Sadece o genç arkadaş bir şekilde düştü ve öldü. Bunu sulandıran, bunu fırsat bilerek kan tacirliği yapan, demokratik yollar ile beceremediğini kan ile, şiddet ile, insanları birbirine kırdırarak yaptırmaya çalışan herkes gözümde beş para etmez, üzgünüm ama böyle. Milletin vekiliyim diye bazı karakter yoksunlarının mesajlarını da gördük, şu anda sokaklarda yapılan hiçbir gösterinin benim gözümde meşruiyeti yok. Bu sözlerime kızabilirsiniz, bana darılabilirsiniz, belki düşman belleyen bile olur okuyanlardan, bilemem ama düşüncem bu, ağaç çiçek böcek olayı yok ortada, bunu herkes geçsin. 20 yıl önce alınmış yol yapım kararını 20 yıldır eleştirmeyip şimdi ortaya çıkmak geyiğin en boynuzlusundan başka bir şey değil.

Olimpiyat mevzusunu kaşıyıp duruyorsun başar, bununla ilgili başlığımızda var, oraya yazmaya tenezzül edermisin diye bekledim ama senin aklım GMT de, sonra ben kızınca küsüyorsun ama beni cidden soğuttun bu işlerden, bunun farkında olmaman ne kadar üzücü. Olimpiyatı alamadık, alalım sevdasında değilim, herşeyden önce bunu bilin. Çok meraklısı değilim ama alsa idik en iyi şekilde yapardık, ha eksiklerimiz olurdu, eleştirilirdi, ya da bugün ortaya sunulan ulaşım planları o zaman tutmazdı bunların hepsini konuşalım tabii ki ama kuru kuruya yok "bu kafayla mı" "bu zihniyetimi verecekler" "bu binaların tasarımı olmamış ki" falan gibi sözler ile yürütmek? Bilmiyorum.

Gönderilme zamanı: 11 Eyl Çrş, 2013 12:47
gönderen Anatolian
Milletin vekiliyim diye bazı karakter yoksunlarının
Meclise bakıyorum o vekillerin hiç biri beni ve bu halkı temsil etmiyor.Neden, niçin o koltuktalar bilmiyorlar hepsinin amacı halka değil kendi ideolojilerine hizmet etmek bu insanları düşünen kimse yok...Her şeyde bu ülke için en iyisini tartışarak bulacaklarına resmen meclisi mahalle kavgasına çeviriyorlar bu da yetmiyor bazen yumruklaşmaya kadar gidebiliyorlar, ama söz konusu maaşlarına zam olduğu zaman ne hikmetse hepsi birden evet diyebiliyor, milletin büyük bölümü açlık sınırının altındayken kendisi bu ülke ortalamasının çok üzerinden maaş alan kişiye ben "milletvekili" demem.Konu nasıl oldu da maaşa geldi bilmiyorum ama oradan giriş yapmışım daha yazsam fazla uzun olur..Ben burada bir şeyleri eleştirirken siyasi olarak düşünüyorum sanmayın, bu ülkedeki hiç bir partinin bu halk için olduğunu düşünmüyorum, teki laik kesime ayyaş der, teki türbanlı genç kızın okuma hakkını sabote eder, diğer ikisi ırka göre siyaset güder...Bunlar bu devirde olamaması gereken şeyler."Herkese Özgürlük" bu kadar mı zor bir şey bu ülkede?

Belki yanlışlarım var, belki çok yanlış düşünüyorum ama daha 20 yaşıma bile girmedim elbet tecrübelendikçe anlarım hatalarımı, zamana bırakmak lazım

Gönderilme zamanı: 11 Eyl Çrş, 2013 12:59
gönderen Esat
Anatolian ben yazdıklarından rahatsız olmuyorum, yani olaya senin ya da başkasının üzerinden siyasete yıkmıyorum, bu yüzden bana darılanlar olabilir diye belirtiyorum.

Son mesajında yazdıklarına katılıyorum, uzlaşma ve empati gibi bazı şeylere sahip değiliz, böyle özellikleri olan bir toplum değiliz herşeyden önce, bireysel olarak iyiyiz ama toplumu ilgilendiren konularda garip bir şekilde değişiyoruz. Geçen günlerde yine sitemizden bir arkadaşımız ile uzun sohbet ettik, pek çok şey konuştuk, bu yüzden ara sıra sizlerle bir araya gelmek istiyorum yazarak her şey tam ifade edilmiyor benim gözümde.

Yazdıkların üzerinden iki şeye atıf yapacağım, biz gerçekten "ÖZGÜRLÜK" kelimesinin için doldurabiliyormuyuz ya da doldurabilecekmiyiz, bir de tecrübe konusu, yaş ilerledikçe ve zamanla başka hadiseler yaşadıkça insanın görüşleri olgunlaşabiliyor bu kişisel anlamda olumlu olup toplumsal anlamda ya da başkalarına göre yanlış bir olgunlaşma da olabilir, yani kast ettiğim fikir tartışmalarına girip aksileşmek değil de yukarıda belirttiği empati yapmayı öğrenmek ve olayları yorumlama yetisinde farklı bir boyuta girebilmek.