at-D.21 » Schneebergbahn Dağ Treni
Gönderilme zamanı: 02 Eyl Pzr, 2012 23:20
Bugün havanın güzel olması beklentisi ile uzun zamandır yapmak istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım bir dağ trenini gezmeye gittim. Tabi dağ treni ile birlikte doğal olarak dağ manzarası, bol oksijen ekstrası oldu. Gerçi dizlerimin hala beni taşıdığını görmek sevindirdi ama hava ve kan dolaşımımın iflas etmiş olduğunu görmekte kötü oldu ya da kendimi hala 20 yaşında zannetmenin aptalca bir fikir olduğunu öğrendim diyelim.
Her ne ise sonbahar geldi artık buralarda hafta sonları kapalı ve yağmurlu olur, karda kıştada bende o dağa çıkacak durum olmadığı için bugün hava durumuna güvenerek Schneeberg (biz ona Karlıdağ diyelim) te işletilen Schneeberg Zahnradbahn yani Karlıdağ Dişli Treni ne doğru yola çıktım. Bu dağ Aşağı Avusturya (Niederösterreich) eyaletinin en yüksek dağı deniz seviyesinden yüksekliği 2076 metre, belli bir noktaya kadar orman içinde ve demiryolu kenarında karayolu aracı girebilecek orman yolları gördüm ama zirveye çıkışı varmı bilemiyorum. Bugün burada işletilen sisteme kısaca Schneebergbahn deniliyor ama yukarıdaki istasyonda izlediğim videolarda normalde Wiener Neustadt kentinden buraya gelen demiryolunun tamamına Schneebergbahn denildiğini öğrendim, tam anlamamak ile birlikte ilk yapılışta Wiener Neustadt'tan önce Puchberg -tam adı ile Puchberg am Schneeberg'e (komik isim "karlıdağın yanındaki puch dağı")- oradan da zirveye ulaşan sistem olarak planlanmış, Puchberg'e gelene kadar demiryolunda dişli sistem yok, arada çıktığı rampalar var ama çok dik değil, zaten Wiener Neustadt - Puchberg am Schneeberg arasında hat normal açıklık 1435 mm, dağ treni ise 1000 mm. dar hat olarak inşa edilmiş. 1997 de işletmeci "Niederösterreichische Schneebergbahn" adı altında yeniden yapılanmış ve bu tarihten sonra sadece dağ treni kesimi Schneebergbahn olarak anılmaya başlanmış. Günümüzde ise yeni trenler nedeni ile Salamanderbahn olarak adlandırılıyor.
İlgili wiki makalesinde dağ treni turizminin 19. yüzyılın ikinci yarısında popüler hale geldiğinden bahsediliyor, daha önceleri herhalde daha üst tabakanın özel aracı gibiydi çünkü çoğu monarşinin EMRİ ile inşa edilmiş, bu sistemde bu küçük ülkenin herhalde gördüğü tek imparator olan Kaiser 1. Franz Josef tarafından yaptırılmış. 1872 yılında ilk planları yapılan hattın inşaatına 1896 yılının kış aylarında başlanmış, zorlu kış şartlarında öküz sırtında taşınan malzemeler ve salt insan gücü ile inşa edilen demiryolu 1897 nin 1 Haziran tarihinde ara istasyon olan Baumgartner'e kadar hizmete açılmış. 1897 22 Eylül tarihinde de zirve etabıda bitirilerek hattın tamamı işletmeye alınmış. Zirvede yer alan istasyon ile aynı bölgede bir de kilise inşa etmişler, aslında basit bir şapel ama ismi Elizabeth Kirche, Kaiser Franz Josef'in eşi nam-ı değer Sisi adına yapılmış. Bu küçük tarihçe ile birlikte şunu dile getireyim, evet gittim gördüm güzel, başka türlü o dağa ya teleferikle çıkacaksınız ya da işiniz yok bir gün tırmanacaksınız, hepsi güzel iyi hoş ama düşünüyorum da o günün teknik ve teknolojik şartlarında bunu yaptırtmak büyük bir zulüm yahu, çok ciddiyim fotoğraf aralarında değineceğim, yani bu sadece hadi ağaç keselim bir yol açalım, az düzleyelim koyalım rayı gitsin değil, yani demiryolu teknik zorunluluklarını bir kenara bırakıyorum o güzergahı orada tutturmak için yapılan işçilik bu işin tek emeği, gerisi yalan. İşletmeci web sitesinde inşaata dair bir takım fotolar var ama çözünürlüğü çok kötü o yüzden alıntılamıyorum. Güzergaha dair fotoları verirken değineceğim, pek çok noktada hat taş duvarlar üzerine oturuyor. Yani önce bir istidnat duvarı inşa edilmiş ve zemin bu şekilde sabitlenmiş, yine bu setin önündeki ağaç kökleride muhtemelen toprağı tutuyor ama duvar gerekli gibi. Bazı yerlerde bu duvarı seçebilmek çok zor çünkü yosun kaplandığı için araziye uymuş.
Her ne ise, o zamandan bugün işletilen bu dağ treni zirveye çıkmak için tek yol ve oldukça da meşhur. Bu meşhurluğunu bence iyi işletilmesine bağlı, zirveye inşa edilmiş yeni modern bir kapalı istasyon, teknolojinin tüm nimetlerini kullanan bir işletme yapısı var. Biletinizi internettten sorunsuzca
alabiliyorsunuz, tüm güzergahta nerede olduğunuzu, hangi istasyona geldiğinizi görüyorsunuz, anonslar almanca, ingilizce ve almanca olduğunu sandığım ama ne dediğini bir türlü anlamadığım bir dilde bunun dışında ofisler, biletleme, sundukları esneklikler bence artıları. Yani bazıları oraya sadece dağa çıkmak için gidiyor, bazıları sadece treni ve sistemi görmek için, bazıları benim gibi ikisi içinde ama insanlar gidiyorlar, 100 kişilik tren 80 kişi ile kalkıyorsa bu bence çok iyi bir yolcu rakamıdır, hafta içi düşük olabilir tabii ama yine de bence iyi.
Bu arada ikide bir de zirve diyorum ama tren zirveye gitmiyor, yani ilk zirveye gidiyor ve orada son durak yapıyor, buradan sonra yaklaşık 300 metre kadar çıkmanız gerekiyor ama bu bayağı uzun bir yol, yani deniz seviyesinden 300 metre daha yukarı çıkıyorsunuz ama yatay mesafe bayağı uzun ve son kısmıda bayağı zorlu, ben ilk zirveye tırmandım, hatta bir yerlerime güvenip kestirme yaptım, ölmeden çıkabildim ama bir de bana sorun, o zaman anladım neden insanlar o patikayı kullanıyorlar ve tabii önceden bildiğim üzere her zirvenin arkasında başka bir tane vardır, bunun arkasında da bir tane çıktı karşıma. Yanlız yaşadığım fiziksel sıkıntı ve uygun kıyafet olmaması nedeni ile gözüm kesmedi asıl zirveye yani Hochschneeberg denilen noktaya gitmeyi. Bu arada vadideki istasyon ile zirve istasyonu arasında 5 derece sıcaklık farkı var, rüzgarda cabası oluyor. Bir de yine burada ne hikmetse o bölgenin en yüksek dağına bir tane haçı çakarlar illa ki, burada da hem bu ilk zirve hemde arkadaki asıl zirvede birer tane eksik etmemişler.
Bir de yukarıda bahsettim Kraliçe Sisi adına yapılan küçük kilise diye, onunda bir resmini vereyim.
Not: unutmadan orada alamadığım bilgileri derlediğim kaynaklarıda vereyim
http://www.schneebergbahn.at/
http://de.wikipedia.org/wiki/Schneeberg ... radbahn%29
http://de.wikipedia.org/wiki/N%C3%96SBB ... ite_note-0
Her ne ise sonbahar geldi artık buralarda hafta sonları kapalı ve yağmurlu olur, karda kıştada bende o dağa çıkacak durum olmadığı için bugün hava durumuna güvenerek Schneeberg (biz ona Karlıdağ diyelim) te işletilen Schneeberg Zahnradbahn yani Karlıdağ Dişli Treni ne doğru yola çıktım. Bu dağ Aşağı Avusturya (Niederösterreich) eyaletinin en yüksek dağı deniz seviyesinden yüksekliği 2076 metre, belli bir noktaya kadar orman içinde ve demiryolu kenarında karayolu aracı girebilecek orman yolları gördüm ama zirveye çıkışı varmı bilemiyorum. Bugün burada işletilen sisteme kısaca Schneebergbahn deniliyor ama yukarıdaki istasyonda izlediğim videolarda normalde Wiener Neustadt kentinden buraya gelen demiryolunun tamamına Schneebergbahn denildiğini öğrendim, tam anlamamak ile birlikte ilk yapılışta Wiener Neustadt'tan önce Puchberg -tam adı ile Puchberg am Schneeberg'e (komik isim "karlıdağın yanındaki puch dağı")- oradan da zirveye ulaşan sistem olarak planlanmış, Puchberg'e gelene kadar demiryolunda dişli sistem yok, arada çıktığı rampalar var ama çok dik değil, zaten Wiener Neustadt - Puchberg am Schneeberg arasında hat normal açıklık 1435 mm, dağ treni ise 1000 mm. dar hat olarak inşa edilmiş. 1997 de işletmeci "Niederösterreichische Schneebergbahn" adı altında yeniden yapılanmış ve bu tarihten sonra sadece dağ treni kesimi Schneebergbahn olarak anılmaya başlanmış. Günümüzde ise yeni trenler nedeni ile Salamanderbahn olarak adlandırılıyor.
İlgili wiki makalesinde dağ treni turizminin 19. yüzyılın ikinci yarısında popüler hale geldiğinden bahsediliyor, daha önceleri herhalde daha üst tabakanın özel aracı gibiydi çünkü çoğu monarşinin EMRİ ile inşa edilmiş, bu sistemde bu küçük ülkenin herhalde gördüğü tek imparator olan Kaiser 1. Franz Josef tarafından yaptırılmış. 1872 yılında ilk planları yapılan hattın inşaatına 1896 yılının kış aylarında başlanmış, zorlu kış şartlarında öküz sırtında taşınan malzemeler ve salt insan gücü ile inşa edilen demiryolu 1897 nin 1 Haziran tarihinde ara istasyon olan Baumgartner'e kadar hizmete açılmış. 1897 22 Eylül tarihinde de zirve etabıda bitirilerek hattın tamamı işletmeye alınmış. Zirvede yer alan istasyon ile aynı bölgede bir de kilise inşa etmişler, aslında basit bir şapel ama ismi Elizabeth Kirche, Kaiser Franz Josef'in eşi nam-ı değer Sisi adına yapılmış. Bu küçük tarihçe ile birlikte şunu dile getireyim, evet gittim gördüm güzel, başka türlü o dağa ya teleferikle çıkacaksınız ya da işiniz yok bir gün tırmanacaksınız, hepsi güzel iyi hoş ama düşünüyorum da o günün teknik ve teknolojik şartlarında bunu yaptırtmak büyük bir zulüm yahu, çok ciddiyim fotoğraf aralarında değineceğim, yani bu sadece hadi ağaç keselim bir yol açalım, az düzleyelim koyalım rayı gitsin değil, yani demiryolu teknik zorunluluklarını bir kenara bırakıyorum o güzergahı orada tutturmak için yapılan işçilik bu işin tek emeği, gerisi yalan. İşletmeci web sitesinde inşaata dair bir takım fotolar var ama çözünürlüğü çok kötü o yüzden alıntılamıyorum. Güzergaha dair fotoları verirken değineceğim, pek çok noktada hat taş duvarlar üzerine oturuyor. Yani önce bir istidnat duvarı inşa edilmiş ve zemin bu şekilde sabitlenmiş, yine bu setin önündeki ağaç kökleride muhtemelen toprağı tutuyor ama duvar gerekli gibi. Bazı yerlerde bu duvarı seçebilmek çok zor çünkü yosun kaplandığı için araziye uymuş.
Her ne ise, o zamandan bugün işletilen bu dağ treni zirveye çıkmak için tek yol ve oldukça da meşhur. Bu meşhurluğunu bence iyi işletilmesine bağlı, zirveye inşa edilmiş yeni modern bir kapalı istasyon, teknolojinin tüm nimetlerini kullanan bir işletme yapısı var. Biletinizi internettten sorunsuzca
alabiliyorsunuz, tüm güzergahta nerede olduğunuzu, hangi istasyona geldiğinizi görüyorsunuz, anonslar almanca, ingilizce ve almanca olduğunu sandığım ama ne dediğini bir türlü anlamadığım bir dilde bunun dışında ofisler, biletleme, sundukları esneklikler bence artıları. Yani bazıları oraya sadece dağa çıkmak için gidiyor, bazıları sadece treni ve sistemi görmek için, bazıları benim gibi ikisi içinde ama insanlar gidiyorlar, 100 kişilik tren 80 kişi ile kalkıyorsa bu bence çok iyi bir yolcu rakamıdır, hafta içi düşük olabilir tabii ama yine de bence iyi.
Bu arada ikide bir de zirve diyorum ama tren zirveye gitmiyor, yani ilk zirveye gidiyor ve orada son durak yapıyor, buradan sonra yaklaşık 300 metre kadar çıkmanız gerekiyor ama bu bayağı uzun bir yol, yani deniz seviyesinden 300 metre daha yukarı çıkıyorsunuz ama yatay mesafe bayağı uzun ve son kısmıda bayağı zorlu, ben ilk zirveye tırmandım, hatta bir yerlerime güvenip kestirme yaptım, ölmeden çıkabildim ama bir de bana sorun, o zaman anladım neden insanlar o patikayı kullanıyorlar ve tabii önceden bildiğim üzere her zirvenin arkasında başka bir tane vardır, bunun arkasında da bir tane çıktı karşıma. Yanlız yaşadığım fiziksel sıkıntı ve uygun kıyafet olmaması nedeni ile gözüm kesmedi asıl zirveye yani Hochschneeberg denilen noktaya gitmeyi. Bu arada vadideki istasyon ile zirve istasyonu arasında 5 derece sıcaklık farkı var, rüzgarda cabası oluyor. Bir de yine burada ne hikmetse o bölgenin en yüksek dağına bir tane haçı çakarlar illa ki, burada da hem bu ilk zirve hemde arkadaki asıl zirvede birer tane eksik etmemişler.
Bir de yukarıda bahsettim Kraliçe Sisi adına yapılan küçük kilise diye, onunda bir resmini vereyim.
Not: unutmadan orada alamadığım bilgileri derlediğim kaynaklarıda vereyim
http://www.schneebergbahn.at/
http://de.wikipedia.org/wiki/Schneeberg ... radbahn%29
http://de.wikipedia.org/wiki/N%C3%96SBB ... ite_note-0