Elbette gereksiz otobüs trafiği tıkar, ama 2011 yılındaki düzenlemenin başlıca amaçlarından biri de gereksiz araç yoğunluğunu azaltmaktı.
50-80 arası hat geçen caddelerden 1-10 arası hat geçmeye başladı, merkezdeki karbonmonoksik yoğunluğu ciddi düzeyde azaldı.
Benim bu konuda verebileceğim iki spesifik örnek var, Ali Çetinkaya ve Hasan Subaşı Caddeleri:
Ali Çetinkaya Caddesinden 86 midibüs hattı geçerdi, sürekli korna sesleri ve tıkalı bir trafik olurdu. Art arda sıralanmış onlarca midibüs olurdu caddede.. Günümüzde 4-5 tane hat geçiyor, ek olarak cadde 2013'de yenilendi ve artık böyle:
Işıkta biriken araç sayısı sadece 4. Şaka gibi geliyor, eski halini düşününce. Eski hallerine dair resim bulursam eklerim, yani gerçekten kasaba gibiydi.
Hasan Subaşı Caddesi ise otobüslerin geçtiği caddeydi, kent merkezinde böyle bir ayrım vardı eskiden. Bu cadde de gereksiz yere otobüslerle sarılı olurdu, yanlış park etmeler de eklenince trafik iyice olumsuz yönde etkilenirdi. Bu cadde de geçtiğimiz sene yenilendi, cep otoparklar yapıldı, kadınlar çalışıyor. Böylece hem kadınlara + ayrımcılık yapılıyor ve istihdam sağlanıyor hem de cadde sürekli kontrol altında tutulduğu için kimse kafasına göre yolun ortasına park edemiyor. Caddenin kaldırımları eskisinden daha geniş olduğu halde, üstüne bir de bisiklet yolu yapıldığı halde trafik eskisinden daha az, en yoğun pik saatleri saymazsak yok gibi birşey:
Ben 2011 yılından beri İstanbul'da da yaşıyorum, Antalya ile İstanbul'u kıyasladığımda Antalya daha düzgün gelişiyor, raya oturdu pek çok şey.
Örnek vermek gerekirse, Marmaray ve M2 entegrasyonu açılınca M2-Marmaray-M4 şeklinde Şişhane'den Bostancı Köprüsü'ne 30-35 dakika gibi bir sürede geldim, şaka gibiydi, çok güzeldi. Ama Bostancı durağında -abartmıyorum- 35-40 dakika boyunca ne binilebilecek boş alana sahip otobüs geçti, ne de boş taksi geçti. Öylece dikildim. Yani totalde değişen hiçbir şey olmadı... Tabi bu yoğun saatler için geçerli bir durum.
Sonuçta sistemin genel kalitesinde ben bir artış görmüyorum, raylı sistemler ile otobüslerin entegrasyonu zayıf. 2011'de de kullandığım otobüs hattı 10 dakika sıklıkla çalışıyordu, 2014 oldu hala 10 dakika sıklıkla çalışıyor ve pik saatlerde hayvan taşır gibi taşımayı da geçti artık, yetmiyor. O şekilde taşımaya bile yetmiyor.
Ama 2011 yılında Antalya'da eski sistem varken 15-20 dakikada bir geçen ve uzak semtten geldikleri için dolu gelen midibüslere binerken, bugün 6-7 dakika sıklıkta çalışan alçak tabanlı ve bomboş otobüse biniyorum.
Tabi bu benim kendi yaşam alanıma dair gözlemim, bir başkası tersi bir durumu tecrübe etmiş olabilir, değişkenlik gösterebilir.
Seçim öncesi vaatlere ben de inanmam, pek çok şey söylenir. Önemli olan seçildikten sonra nasıl yönettiği, neler yarattığı. Ama Türel'in sözlerine anlam veremiyorum, tutarsız. Evet seçim öncesi pek çok şey sallanır ama en azından birbiri içinde tutarlı olur. Burada böyle birşey söz konusu değil.
Örnek vermek gerekirse, Türel'in bu haberdeki konuşmasından herşeyi ulaşım esnafına bırakacağı anlaşılıyor. AntRay bugün günlük 45 bin kişi taşıyor, raporlarında ise 2014 yılında 170 bin kişi taşıyacağı öngörülmüş.. Türel diyorki, ''ben gelince bu rakama erişiriz, tramvay iyi çalıştırılmıyor, özendirilmiyor'' diyor. Bu tramvay çalışsın diye tüm paralel hatlar kaldırıldı, 10 tane besleme hattı oluşturuldu. Türkiye'de örneği yok bunun. Türel bu yapılanları ne olarak niteliyor? ''Halka aktarmalı sistemi dayatmak'' Hadi diyelim dediğini yaptı, 50 binden 170 bine çıktı, ulaşım esnafı ne taşıyacak?
Hani onlar içindi herşey... Çelişkiler burada bitmiyor, geçen hafta demişki, raylı sistem yapacaksam halka sorucam, halk isterse yapacağım, halk istemezse yapmayacağım.. Allah Allah? 170 bin rakamına 11 kmlik tek bir hatla mı ulaşacak yani? Nasıl olacak bu iş? Mümkün değil. Ulaşım plancıları okumasın o zaman boşuna, halka soralım yapalım her şeyi.
Ulaşım esnafına herşey sizin istediğiniz gibi olacak diyor, halka herşeyi size sorucam diyor, Akaydın'a da raylı sistem kullanımını 3'e katlayacağım diyor...
Akaydın cephesinde ise durum net, kent genelinde otobüs şeritleri yapılacak. Raylı sistemin iki ucunda uzatma olacak, fizibilite çalışmaları başlatıldı. Metrobüs yapılması planlanan yerler de var.
Dillendirilen bu işlerin yanında, ben ''gizli ajanda'' olarak, bisiklet yollarında büyük atılım ve ulaşım esnafına büyük bir tokat atılmasını bekliyorum. Bunlar saklanıyor. Ama saklanan işlerin söylenen vaatler ile bir çelişkisi yok, hatta tamamlayıcı bile denilebilir.
Artık seçime 3 hafta kaldı, iki adayın ulaşım ve toplu ulaşım konusundaki vaatleri birbirlerinden çok ama çok farklı. Bakalım halk hangilerini beğenecek...