fr-TS.21 » Paris Toplu Taşımacılık Siste
Gönderilme zamanı: 03 Kas Cmt, 2007 23:36
Paris raylı sistemlerini tek bir başlık altında incelemek pek doğru olmasada, kentte görünen raylı sistem yapısı Metro kelimesinin kökünü oluşturduğunu bir yerlerde duyduğum Metropolitan Toplu Taşımacılık tabirinin gerçek anlamını göstermekte. Bu anlamı ile birbirinden teknik olarak ayrı gibi görünsede hepsi birbirini tam anlamı ile tamamlayan iç içe geçirilmiş, farklı işletmeciler tarafından koordine edilerek işletilen bir yapıya sahip Paris toplu taşımacılık sistemi.
Haritayı en iyi görüntüleme şansına bu link altında sahibiz, resim olarak koymak çok iyi bir fikir vermeyecekti.
İstanbul da bu şekilde bir raylı sistem olsa eminim insanlar bunlara isim vermeye çalışmaktan ya da amiyane tabir ile ben biliyorum diye sidik yarıştırmaktan bitap düşerlerdi Aman efendim bu yer altından gidiyor metrodur, yok bunun kateneri yerdedir, bunun rayı böyledir diye bağırışıp durulurdu. Geçirdiğim 3 gün çok büyük bir izleme şansı vermesede yapılan ya da yapılmaya çalışılanlar hakkında bir kaç kelam edebiliriz sanırım.
Gezimizin ikinci gününde görüşme imkanı yakaladığım sitemizinde değerli üyesi Kemal Çevik ağabeyin anlattıkları ve rehberliği ile kısa olsada çok zevkli ve doyurucu bir Paris metro gezisi gerçekleştirdim, bir kez daha teşekkür ediyor bu yazıda yapacağım olası hataları süratle düzelteceğini biliyorum.
Öncelikle şehrin altı gerçekten köstebek yuvası gibi nerede ise tüm metro hatları ve banliyö hatları yer altından gidiyor, bazı noktalarda da viyadük üzerinde ilerleyerek şehri kat ediyor, RATP tarafından işletilen farklı yapılarda 14 metro hattı var, bunlar diğer pek çok Avrupa kentinin aksine dairesel bir dolaşımı kesen yapıda değil, daha çok şehri iki yön arasında kat eden, birbirini kesen şekilde tasarlanmış birde 3 ve 7 nin 3bis ve 7bis isminde iki ayrı kısa bağlantısı var bunların ne olduğunu bilemiyorum. Bu hatların en büyük destekçileri SNCF tarafından işletilen RER yani banliyö olarak adlandırabileceğimiz sistemler ki bunlarda 5 adet ve A dan E ye kadar numaralandırılıyorlar kendi içlerinde de şehir dışına çıktıktan sonra ayrılıyorlar (Örneğin A hattı bir uçta 3 koldan diğer uçta 2 koldan geliyor)
Tüm bu sistemlerin dışında emin olmamak ile birlikte 1950-1960 arasında söküldüğünü düşündüğüm (sökülme bilgisini veren Kemal Bey e tarih sormayı unuttum :S ) tramvay hatlarını canlandırmak amacı ile bu sefer şehir dışına inşaa edilen tramvay hatları var bunlarda 1,2 ve 3 olarak numaralandırılmış (birde 4 numara olduğunu yine Kemal Bey aktardı fakat haritalarda gösterilmiyor, çok küçük ve eski bir hat olduğunu söylediğini hatırlıyorum)
Tüm bu hatlar harita üzerinde görüldüğü kadarı ile 12 noktada Senn nehrini geçiyorlar ama çok bakmama rağmen nehir üzerinden geçen metro hattı göremedim sanırım hatların nerede ise hepsi nehrin altından geçirilmişler, ayrıca RER C hattıda Senn nehrinin kenarında ama yer altından ilerliyor. Bu sistemlerin dışında Orly havalimanını RER B hattına bağlayan bir Otomatik metro sistemi var, bir kısmı havaray şeklinde inşaa edilmiş ama teknik olarak bir monoray uygulaması değil ORLYVAL olarak adlandırılan bu hat havalimanı ile banliyö arasında hızlı yolcu taşıma işlevini yerine getiriyor. Bir diğer sistemde Sacre Qoure a çıkmanızı sağlayan (ki Paris teki tek tepe) Funiküler sistem var.
OrlyVal
Metro hatları ile ilgili bir yapım çalışması varmı bilemiyorum ama Kemal Bey in aktardığı kadarı ile La Defense bölgesine yapılan ve yapımı devam eden büyük gökdelenler ile bölgeye günlük 2 milyon yolcu getirilmesi hedefleniyor ve buna göre raylı sistem yatırımları
şekillendiriliyor, ayrıca 1. bölge dışında kalan alanlarda yeniden tramvay hatları ile ilgili çalışmalar devam ediyor mevcut tramvay hatlarının uçlarının birbirine uzatılarak şehri çevreleyen bir tramvay ağı oluşturmakta amaçlar arasında bunlarında inşaatları devam ediyor.
Pariste elinizde bir raylı sistem haritası var ise ve bunu doğru okumayı biliyor iseniz kaybolmanız nerede ise imkansız, bilmeniz gereken ilk iki şey Correspondance>Aktarma ve Sortie>Çıkış kelimeleri bunun dışında herşeyi size önce harita sonrada yönlendirme işaretleri anlatıyor.
Yönlendirmelerde çok fazla hat olması nedeni ile bizde olduğundan ya da genelde kullanıldığından farklı bir yöntem tercih edilmiş, bir aktarma noktasında ki metrolar öncelikle M harfi sonra rakamları, banliyöler RER ve sonra harfleri ile altta da otobüsler gösterilmiş ki otobüsler şehir içinde tramvayların olmadığı bir kentte kısa mesafe taşımacılıkta çok önemli bir görevi yerine getiriyorlar, bütüne bakıldığında en önemli tamamlayıcılardan biride otobüsler kentte.
Raylı sistemler çok uzun soluklu istasyon aralarına sahip olduğu gibi çok kısa mesafede yani nerede ise bir gaz bir fren mesafesinde istasyonlara bile sahip. Bizi en çok şaşırtan çok sessiz gittiği için oldukça uçuk çıkarımlar ve fikir yürütmelerde bulunduğumuz 4 numara oldu biz aracın nasıl olupta bu kadar sessiz gittiğini tartıştıktan sonra istasyonda aracın bir lastik tekerlekli metro olduğunu görünce ufak çaplı bir şaşkınlık yaşadık
Evet lastik tekerlekli metro ve sanırım gerçek metrobüs bu olsa gerek çok hızlı, frenlemesi çok iyi ve çok sessiz hareket ediyor, daha sonra Kemal Bey den bunun dışında 3 lastik tekerlekli metro daha olduğunu ve başka metro hatlarınında peyderpey lastik tekerlekli olarak işletilmesinin düşünüldüğünü öğrenmek daha da ilginç bir detaydı.
Bir diğer şaşırtıcı hat 14 numara, hat sürücüsüz işletiliyor, evet yani aracın makinisti yok ön kabinden tüneli görerek gidebiliyorsunuz, biz istasyonda iken 1,5 dakika frekansı ile işletme vardı denemelerde 45 sn ye kadar inilmiş, yani 45 sn frekans ile metro çalıştırmak çok büyük bir sükse olsa gerek ama aynı aracın sürücülü olanı ile 1,5 dakika frekansı bile zor yakalanmış, insan faktörü ile bazı şeyleri zorlamak olmuyor sanırım. 14 numaralı hat aslında bir de konsept hat, bu hattın istasyon tasarımlarını RATP tüm istasyonlara uygulamayı düşünüyormuş.
Pariste metro istasyonları turnike sistemli, hemde ne turnikeler adam boyu kapılar ile ayrılmış, kaçak yolcuya aman vermeyecek turnikeler derken, bir de ne görelim üstünden atlayanlar yanından geçenler yapanlar da yapanlar yani kaçak yolcu her şartta var. Zaten bir bilgide bu konuda aldım ki RATP kaçak yolcu için yapacağı güvenlik ve turnike ile bunların masraflarının kaçak yolcuların vereceği zarardan daha az olacağını hesaplamış ve turnikeleri kaldırmayı düşünüyor, umarım başarılı olurlar bana biraz zor göründü.
Aktarmalarda eğer sadece metroya ait bir istasyonda iseniz ikinci bir turnike yok, bir hattan diğerine istediğiniz gibi geçebiliyorsunuz. Ama transferi bir RER hattına yapacak iseniz ya da dışarı çıkarak başka bir yere giriyor iseniz ikinci bir turnikeden geçiyorsunuz. RER hatlarında ise hem girişte hemde çıkışta bilet okutuyorsunuz, sanırım bu hem tek bilet kullanan sistemde ortak yolcuları ve ücret paylaşımını hemde RER in istasyon yoğunluğunu tespit etmesini sağlayan bir uygulama zaman kaybı gibi görünsede işletme mantığı ile doğru buldum.
Araçlar birbirinden oldukça farklı lastik tekerleklilerin birde demir tekerlekli olanları var, RER de ise B hattınadaki vagonlar biraz bizim banliyöler gibi ama daha konforlu (:P deri koltuk falan var işte) C hattında ise 2 katlı trenler çalışıyor bunlarla yolculuk etmekte oldukça keyifliydi, araçların konforu genel olarak güzel ama maalesef büyük bir kirlilik ve vandalizm sözkonusu burada.
Tramvay araçları ise benim gezme fırsatı bulduğum 2 hatta oldukça güzeldi. Biri İstanbul' a yeni alınacak tramvayın kardeşi nerede ise ikizi diyebilirim
diğeri ise Alstom un Citadis3000 modeli ki bu araca hayran kaldım, bana nedense bir köpek balığını andırdı, şimdi resme bakıyorumda alakası yok ama öyle işte oldukça geniş ve rahat bir tramvaydı ve gördüğüm en temiz araçtı (2 yıla kalmaz canına okurlar)
Metro araçları 3. raydan enerji besleme ile çalışıyor, RER hatlarında ise tünel içlerinde sanırım rijit katener denilen sabit katener sistemi vardı, tramvaylar ise bildiğimiz havai katener sistemi ile çalışıyor.
İstasyon temizliğinde ve güvenlikte artık kimse İstanbul un raylı sistemlerine laf etmesin lütfen. Gördük işte Avrupanın belkide en geniş metro ve raylı sistemlerinden biri bence istasyonları dökülüyordu, her tarafın reklam tabelası olmasını anlıyorum buna bende karşı değilim ama her tarafın içeri girilmeyecek derecede sidik kokması, insanın istasyonlarda
oturacak yerlere bakarak acaba hangi hastalıklara maruz kalırım diye düşünmesi hiç hoş değildi, aynı pislik maalesef araç içlerinde de kendini gösteriyor, araç içleri sidik kokmasada hiç temiz ve hijyenik değildi. Gelince Taksim istasyonuna gidip ilk katın granitlerini öpesim geldi desem yeridir.
Haritayı en iyi görüntüleme şansına bu link altında sahibiz, resim olarak koymak çok iyi bir fikir vermeyecekti.
İstanbul da bu şekilde bir raylı sistem olsa eminim insanlar bunlara isim vermeye çalışmaktan ya da amiyane tabir ile ben biliyorum diye sidik yarıştırmaktan bitap düşerlerdi Aman efendim bu yer altından gidiyor metrodur, yok bunun kateneri yerdedir, bunun rayı böyledir diye bağırışıp durulurdu. Geçirdiğim 3 gün çok büyük bir izleme şansı vermesede yapılan ya da yapılmaya çalışılanlar hakkında bir kaç kelam edebiliriz sanırım.
Gezimizin ikinci gününde görüşme imkanı yakaladığım sitemizinde değerli üyesi Kemal Çevik ağabeyin anlattıkları ve rehberliği ile kısa olsada çok zevkli ve doyurucu bir Paris metro gezisi gerçekleştirdim, bir kez daha teşekkür ediyor bu yazıda yapacağım olası hataları süratle düzelteceğini biliyorum.
Öncelikle şehrin altı gerçekten köstebek yuvası gibi nerede ise tüm metro hatları ve banliyö hatları yer altından gidiyor, bazı noktalarda da viyadük üzerinde ilerleyerek şehri kat ediyor, RATP tarafından işletilen farklı yapılarda 14 metro hattı var, bunlar diğer pek çok Avrupa kentinin aksine dairesel bir dolaşımı kesen yapıda değil, daha çok şehri iki yön arasında kat eden, birbirini kesen şekilde tasarlanmış birde 3 ve 7 nin 3bis ve 7bis isminde iki ayrı kısa bağlantısı var bunların ne olduğunu bilemiyorum. Bu hatların en büyük destekçileri SNCF tarafından işletilen RER yani banliyö olarak adlandırabileceğimiz sistemler ki bunlarda 5 adet ve A dan E ye kadar numaralandırılıyorlar kendi içlerinde de şehir dışına çıktıktan sonra ayrılıyorlar (Örneğin A hattı bir uçta 3 koldan diğer uçta 2 koldan geliyor)
Tüm bu sistemlerin dışında emin olmamak ile birlikte 1950-1960 arasında söküldüğünü düşündüğüm (sökülme bilgisini veren Kemal Bey e tarih sormayı unuttum :S ) tramvay hatlarını canlandırmak amacı ile bu sefer şehir dışına inşaa edilen tramvay hatları var bunlarda 1,2 ve 3 olarak numaralandırılmış (birde 4 numara olduğunu yine Kemal Bey aktardı fakat haritalarda gösterilmiyor, çok küçük ve eski bir hat olduğunu söylediğini hatırlıyorum)
Tüm bu hatlar harita üzerinde görüldüğü kadarı ile 12 noktada Senn nehrini geçiyorlar ama çok bakmama rağmen nehir üzerinden geçen metro hattı göremedim sanırım hatların nerede ise hepsi nehrin altından geçirilmişler, ayrıca RER C hattıda Senn nehrinin kenarında ama yer altından ilerliyor. Bu sistemlerin dışında Orly havalimanını RER B hattına bağlayan bir Otomatik metro sistemi var, bir kısmı havaray şeklinde inşaa edilmiş ama teknik olarak bir monoray uygulaması değil ORLYVAL olarak adlandırılan bu hat havalimanı ile banliyö arasında hızlı yolcu taşıma işlevini yerine getiriyor. Bir diğer sistemde Sacre Qoure a çıkmanızı sağlayan (ki Paris teki tek tepe) Funiküler sistem var.
OrlyVal
Metro hatları ile ilgili bir yapım çalışması varmı bilemiyorum ama Kemal Bey in aktardığı kadarı ile La Defense bölgesine yapılan ve yapımı devam eden büyük gökdelenler ile bölgeye günlük 2 milyon yolcu getirilmesi hedefleniyor ve buna göre raylı sistem yatırımları
şekillendiriliyor, ayrıca 1. bölge dışında kalan alanlarda yeniden tramvay hatları ile ilgili çalışmalar devam ediyor mevcut tramvay hatlarının uçlarının birbirine uzatılarak şehri çevreleyen bir tramvay ağı oluşturmakta amaçlar arasında bunlarında inşaatları devam ediyor.
Pariste elinizde bir raylı sistem haritası var ise ve bunu doğru okumayı biliyor iseniz kaybolmanız nerede ise imkansız, bilmeniz gereken ilk iki şey Correspondance>Aktarma ve Sortie>Çıkış kelimeleri bunun dışında herşeyi size önce harita sonrada yönlendirme işaretleri anlatıyor.
Yönlendirmelerde çok fazla hat olması nedeni ile bizde olduğundan ya da genelde kullanıldığından farklı bir yöntem tercih edilmiş, bir aktarma noktasında ki metrolar öncelikle M harfi sonra rakamları, banliyöler RER ve sonra harfleri ile altta da otobüsler gösterilmiş ki otobüsler şehir içinde tramvayların olmadığı bir kentte kısa mesafe taşımacılıkta çok önemli bir görevi yerine getiriyorlar, bütüne bakıldığında en önemli tamamlayıcılardan biride otobüsler kentte.
Raylı sistemler çok uzun soluklu istasyon aralarına sahip olduğu gibi çok kısa mesafede yani nerede ise bir gaz bir fren mesafesinde istasyonlara bile sahip. Bizi en çok şaşırtan çok sessiz gittiği için oldukça uçuk çıkarımlar ve fikir yürütmelerde bulunduğumuz 4 numara oldu biz aracın nasıl olupta bu kadar sessiz gittiğini tartıştıktan sonra istasyonda aracın bir lastik tekerlekli metro olduğunu görünce ufak çaplı bir şaşkınlık yaşadık
Evet lastik tekerlekli metro ve sanırım gerçek metrobüs bu olsa gerek çok hızlı, frenlemesi çok iyi ve çok sessiz hareket ediyor, daha sonra Kemal Bey den bunun dışında 3 lastik tekerlekli metro daha olduğunu ve başka metro hatlarınında peyderpey lastik tekerlekli olarak işletilmesinin düşünüldüğünü öğrenmek daha da ilginç bir detaydı.
Bir diğer şaşırtıcı hat 14 numara, hat sürücüsüz işletiliyor, evet yani aracın makinisti yok ön kabinden tüneli görerek gidebiliyorsunuz, biz istasyonda iken 1,5 dakika frekansı ile işletme vardı denemelerde 45 sn ye kadar inilmiş, yani 45 sn frekans ile metro çalıştırmak çok büyük bir sükse olsa gerek ama aynı aracın sürücülü olanı ile 1,5 dakika frekansı bile zor yakalanmış, insan faktörü ile bazı şeyleri zorlamak olmuyor sanırım. 14 numaralı hat aslında bir de konsept hat, bu hattın istasyon tasarımlarını RATP tüm istasyonlara uygulamayı düşünüyormuş.
Pariste metro istasyonları turnike sistemli, hemde ne turnikeler adam boyu kapılar ile ayrılmış, kaçak yolcuya aman vermeyecek turnikeler derken, bir de ne görelim üstünden atlayanlar yanından geçenler yapanlar da yapanlar yani kaçak yolcu her şartta var. Zaten bir bilgide bu konuda aldım ki RATP kaçak yolcu için yapacağı güvenlik ve turnike ile bunların masraflarının kaçak yolcuların vereceği zarardan daha az olacağını hesaplamış ve turnikeleri kaldırmayı düşünüyor, umarım başarılı olurlar bana biraz zor göründü.
Aktarmalarda eğer sadece metroya ait bir istasyonda iseniz ikinci bir turnike yok, bir hattan diğerine istediğiniz gibi geçebiliyorsunuz. Ama transferi bir RER hattına yapacak iseniz ya da dışarı çıkarak başka bir yere giriyor iseniz ikinci bir turnikeden geçiyorsunuz. RER hatlarında ise hem girişte hemde çıkışta bilet okutuyorsunuz, sanırım bu hem tek bilet kullanan sistemde ortak yolcuları ve ücret paylaşımını hemde RER in istasyon yoğunluğunu tespit etmesini sağlayan bir uygulama zaman kaybı gibi görünsede işletme mantığı ile doğru buldum.
Araçlar birbirinden oldukça farklı lastik tekerleklilerin birde demir tekerlekli olanları var, RER de ise B hattınadaki vagonlar biraz bizim banliyöler gibi ama daha konforlu (:P deri koltuk falan var işte) C hattında ise 2 katlı trenler çalışıyor bunlarla yolculuk etmekte oldukça keyifliydi, araçların konforu genel olarak güzel ama maalesef büyük bir kirlilik ve vandalizm sözkonusu burada.
Tramvay araçları ise benim gezme fırsatı bulduğum 2 hatta oldukça güzeldi. Biri İstanbul' a yeni alınacak tramvayın kardeşi nerede ise ikizi diyebilirim
diğeri ise Alstom un Citadis3000 modeli ki bu araca hayran kaldım, bana nedense bir köpek balığını andırdı, şimdi resme bakıyorumda alakası yok ama öyle işte oldukça geniş ve rahat bir tramvaydı ve gördüğüm en temiz araçtı (2 yıla kalmaz canına okurlar)
Metro araçları 3. raydan enerji besleme ile çalışıyor, RER hatlarında ise tünel içlerinde sanırım rijit katener denilen sabit katener sistemi vardı, tramvaylar ise bildiğimiz havai katener sistemi ile çalışıyor.
İstasyon temizliğinde ve güvenlikte artık kimse İstanbul un raylı sistemlerine laf etmesin lütfen. Gördük işte Avrupanın belkide en geniş metro ve raylı sistemlerinden biri bence istasyonları dökülüyordu, her tarafın reklam tabelası olmasını anlıyorum buna bende karşı değilim ama her tarafın içeri girilmeyecek derecede sidik kokması, insanın istasyonlarda
oturacak yerlere bakarak acaba hangi hastalıklara maruz kalırım diye düşünmesi hiç hoş değildi, aynı pislik maalesef araç içlerinde de kendini gösteriyor, araç içleri sidik kokmasada hiç temiz ve hijyenik değildi. Gelince Taksim istasyonuna gidip ilk katın granitlerini öpesim geldi desem yeridir.